AYAKLI FELAKET İŞ BAŞINDA

Yaşayan teknik direktörler arasında en kötüsü hangisidir diye bana sorsanız ya Erdoğan Arıca derim ya da yukarıdaki adamın ismini. Mick MacCarthy ömrümde gördüğüm en yeteneksiz, en basiretsiz, en otorite fakiri, en dengesiz, en aptalca açıklamalar yapan hocadır ki bu yüzden ben kendisini "Ayaklı Felaket" diye çağırırım. Sebebi mi? Buyurun bakalım.

Futbolcuyken oynadığı takım Manchester City küme düşünce tası tarağı toplamış Celtic’e gitmiştir. Teknik direktörlükteki ilk işi olan Milwall’ı bir üst lige taşıyamadığı gibi takıma transfer ettiği iki adet Rus’a verdiği yüksek ücretler sebebiyle takımın dengesini bozmuş ve onun bıraktığı enkaz yüzünden Millwall Jimmy Nicholl yönetiminde küme düşmüştür. İrlanda Milli Takımı’nın başına gelmiş orda da 2002 Dünya Kupası elemeleri ve kupa kampı sırasında gösterdiği yetersizlikler sebebiyle (uçak saatlerinin geciktirilmesi, bozuk zeminli sahalarda çalışılması, çalışma yapılacak sahanın otele arabayla 20 dakika uzaklıkta olması vb.) zaten arıza bir oyuncu olan Roy Keane’i çileden çıkartmış, Keane bunu basınla paylaşmış, aklı sıra Mick de kaptan karşısında otoritemi kanıtlayacağım diye kahvaltı masasında Irish Times gazetesini Keane’in önüne atınca rezalet patlak vermiş ve kaptan kamptan kovulmuştur. Kupa boyunca da tüm teknik adamlar “teknik adam gibi” giyinirken, Bruno Metsu’nun uzun saçları ve küpesinin yanında Mick tişört ve safari şortuyla kenardan takımın yönetmiştir. Takım zor bela ikinci tura çıkabilmiş İspanya tarafından tokatlanmıştır. Bir de utanmadan turnuvadan sonra “Roy Keane özür dilerse takıma geri dönebilir şeklinde” açıklamalarda bulunmuş ama doğal olarak avucunu yalamıştır.

2004 Avrupa Şampiyonası elemelerine katılamayınca kulüpten ayrılmış, Sunderland’in başına geçmiş 6. haftada aldığı takımı Premier Lig’den küme düşürmüş, 2 sene kaldıktan sonra lütfen tekrar aynı lige çıkarmış ama kulübü kamptan kovduğu Roy Keane’e bir enkaz halinde devretmiş, Roy Keane de o enkazdan bir mucize yaratmış takımı bir sezon sonra tekrar Premier Lig’e yükseltmiştir. 2006-2007 yılında bu sefer Wolverhampton Wanderers’ın başına bela olmuş, play-off’lara götürdüğü takımı yine yükselmeyi başaramamıştır. Wolves 2007-08 sezonunda gol averajı ile play-off'un dışında kalmıştır. Geldik bu seneye. Nasıl olduysa bu sene lider durumdalar ama son 11 maçta sadece 1 kez kazanabildiler. Takipçileri puan farkını eritti de eritti ve 1 maçlık seviyeye indirdi. Sormuşlar bizimkine "takımda kriz var mı diye?", "kriz falan yok, eğer karım evi terkederse buna kriz derim, hele bir de çocukları beraberinde götürürse daha beter olur?" diye cevap vermiş. Şimdi verdiği cevabın absürdlüğü bir yana ben seninle evlenen kadının da aklından şüphe duyuyorum itiraf ediyorum. İrlanda'da babasının komşusunun kızını zorla aldığı konusunda ciddi şüphelerim var. Yoksa bu adamla köylüsü dışında kimse evlenmez.

Zamanında Wolves'un tesislerinde futbolcularla izlenen DVD olan Lock, Stock and Two Smoking Barrels'ı Maradona'nın hayat hikayesini anlatan bir filmle değiştirip "Maradona DVD'sinin gelmesine çok sevindim, insanların birbirini öldürmesini görmekten bıkmıştım" diyerek sinema bilgisinin de futbol bilgisinden aşağı kalmadığını göstermiştir. Bu adamla ilgili her yazıda bunu gündeme getiriyorum, ne yapayım dünya tarihinin en güzel "oturtma"larından birisi. Eser Roy Keane'in.

'Mick, you're a liar... you're a f***king wanker. I didn't rate you as a player, I don't rate you as a manager, and I don't rate you as a person. You were a crap player, you are a crap manager. The only reason I have any dealings with you is that somehow you are manager of my country and you're not even Irish, you English ****. You can stick it up your bollocks."You're a f***ing wanker and you can stick your World Cup up your arse. I've got no respect for you.'