Haftalardır gol sıkıntısı çeken Middlesbrough'nun ümitleri tükenmeye başladı yavaştan. Kalan fikstüre bakıldığında küme düşme hattında doğrudan rakipleri Newcastle United ile St James' Park'ta oynayacaklar ve Aston Villa, Arsenal, Manchester United gibi takımlarla da maçları var. Küme düşme hattının üstündeki Blackburn Rovers ile 4 puanlık bir farkları var. Aslında bunlara rağmen takımın geleceği için ümitli olabilirdik ama M'boro son 18 maçta sadece 1 kez kazanabildi. Ümit vermek yerine sürekli karamsarlığa yöneltiyorlar futbol izleyicisini. Ligin tepesinde ise tam tersi bir takım var. Liverpool. 3 hafta önce şampiyonluk yarışı bitti deniyordu. United ikinci kez üstüste üçüncü şampiyonluğuna ulaşmış gibiydi. Benitez'in takımı 3 maçta 13 gol gönderdi rakip kalelere. Deplasmanda alınan 1-0'lık Real Madrid galibiyeti adeta onların dönüşü oldu. Sonrasında oynadıkları 5 maçın dördünü sadece 1 gol yiyerek kazandılar. Bu 4 maçın içinde 2 futbol devi vardı. Asıl ilginç olan bu seride kaybettikleri tek maçın, M'boro'nun 18 maç içinde kazandığı tek maça denk gelmesi. Premier Lig'in en kısır ve ümitsiz takımı, en moda takımını 2-0 mağlup etti. O galibiyet olmasa M'boro şu anda Championship hesaplarına başlamıştı ve Liverpool liderdi. Bu 2 takımın birbirinden tamamen zıt karakterdeki çizgilerinin artık zirveye ulaştığı maçlar bu hafta oynandı. Gareth Southgate'in takımı yine gol atamadı,
"taç canavarı" Rory Delap'ın ceza sahasına attığı bombanın sonucunda 84. dakikada gelen golle mağlup oldu, öte yanda Liverpool ligin en istikrarlı takımlarından Aston Villa'yı paramparça etti. Biz de The Guardian'ın enfes analiz aracı "chalkboards"a bir başvuralım dedik. 2 takımın son maçlarını göz önüne aldığınızda zaten hadise anlaşılıyor.
Birincisi futbolda topa sahip olmanın ve pasın ne kadar önemli olduğuna bir örnek.
Liverpool maç boyunca 446 pas yapmış (en üstteki grafik) ve bunların 393'ü yani % 88'i yerine ulaşmış. % 12'lik bir oranla 51 pas ise başarısız olmuş. Bu Liverpool'ın kullandığı her 10 pasın ortalama 9 tanesinin ayağa gitmiş olması demek. M'boro'da bu oran % 80 (üstte) ama şöyle bir durum var tabi.
Onlar maç boyu sadece 305 pas yapabilmişler. Yani Liverpool'dan 150 pas gerideler. Bu da takımnın organize olma ve topa sahip olma açısından nasıl sıkıntıda olduğunu gösteriyor. Tabi bu derece yüksek pas trafiği Liverpool'ın 2 tane de asist çıkarmasına yardımcı olmuş. İkinci istatistik ise ikili mücadeleler. Burada da tablo çok açık (alttaki 2 resim). Middlesbrough'lu oyuncular girdikleri
ikili mücadelelerin % 54'ünü, yani hemen hemen yarısını kazanabilmişler ki bunların sadece 8 tanesi rakip sahada. Dolayısıyla atak olgunlaştırmak veya ani baskınlar yapma şansları çok az. Taraftarların favori ismi Tuncay'ın dahi, oyun karakterinin vazgeçilmezi olan "rakibi zorlama" özelliğinin görüldüğü tek işaret orta sahada kaptığı bir top.
Liverpool'da ise bu rakam % 69. Kaybettikleri ikili mücadelelerin önemli bir kısmı rakip sahad Torres'in tek başına defans ile boğuştuğu pozisyonlar. Ama öte yandan defansif bir kanat oyuncusu olan 17 numaralı Arbeloa'nın rakip alanda kaptğı topların etkisini görmek lazım. İkili mücadelelerden daha fazla galip ayrılan taraf olmak topun sizde kalması demek, topun sizde kalması demek pas atma şansınızın daha fazla olması demek.
Liverpool, M'boro'dan 22 kez fazla top kapmış rakipten. Bu 22 top kapıştan ortalama 5-6 pas çıkarsak zaten yukarıdaki 150 pas farkına ulaşıyoruz.
Aslında 2 takım arasında kaleye çekilen şutlar, defanstan uzaklaştırılan toplar açısından çok büyük farklar yok. Liverpool 19 şut atarken Middlesbrough 16 şut atmış örneğin. Ama saha içinde baskın taraf olmanın ne derece önemli olduğunun en güzel göstergesi yukarıdaki 2 istatistik. Diğer tüm veriler birbirine eşit olsa da 2 takımı birbirinden bıçak gibi ikiye ayırabiliyor.
1 yorum:
şu istatistik barça maçlarına uygulansa sonuççlar ne olur acep.
Yorum Gönder