27 Mart 2009 Cuma
PINK FRIDAY TOP 10
İngiliz Nefret Mangası ve Sam Amca'nın Top 10'undan sonra kendini iyi hisset filmlerinin de bir Top 10'unu yapalım. Hani şu meşhur "battaniye altında bir cuma akşamı, sıcak bir çikolatayla beraber izlenecek zencefilli kurabiye tadında sımsıcacık film" betimlemelerini çok seven sopalık güruhun favori filmleri. Ha yanlış anlaşılmasın sopalık olan filmler değildir bu güruhtur. Misal son örneğini geçenlerde gördüm "çilek reçeli tadında film" yazmış birisi. Dedim ya hep bir naif yiyeceklere benzetiliyor filmler. "1,5 porsiyon iskender tadında film" veya "Mersin tantunisi tadında bir dizi" yazanı görmedim daha. Dolayısıyla aşağıda film bittiğinde insana "hayat ne güzel, heyooo, haydi çıkalım oynayalım, içelim güzelleşelim, pazartesiden itibaren artık kendime daha çok vakit ayırıcam, ben internetten fırça ve tuval fiyatlarına bakmaya gidiyorum Recep" cümlelerini kurdurtan filmlere bir bakalım kısaca. Sonda da panzehirini verelim tabi. 3 porsiyon etli nohut tadında filmleri.
1-Le Fabuleux Destin d'Amélie Poulain: Ne diyelim, dünya sineması ve özellikle de bu "kendini iyi hisset filmleri" bana sorarsanız A.Ö. ve A.S. olarak sınıflandırılmalıdır. Jeunet'nin en büyük başarısı hala bu filme benzemeye çalışan bir dolu film olmasına rağmen "eşsiz" kalabilmesidir. 2 not vereyim. Birincisi Jeunet'nin tarzının yıllarca övgü almasına sebep olan görüntü yönetmeni Marc Caro'dan ayrılmasından sonraki ilk filminin görüntülerinin enfes olması, diğerinin de rolün ilk olarak Emily Watson'a (Angela's Ashes, Breaking the Waves) teklif edilmesi ve kendisinden red cevabı alınınca Audrey Tatou'ya gidilmesidir. Dünya tarihinin en talihli red cevaplarından birisi olmuş sanırım.
2-Back To The Future: "Korkak mısın ha McFly".....Bir seriden insan ne istesin ki, zaman yolculuğu, bir çok türü bünyesinde barındıran bir seri, müthiş hayal gücü, çok uyumlu 2 karakter ve Huey Lewis & The News'den film içni yapılmış iki harika şarkı, "Power Of Love" ve "Back In Time"....Bu filmi neresinden yakalarsa yakalaın oturup sonuna kadar izlemeyen adam var mıdır?
3-Zorba: Anthony Quinn bana göre çok büyük bir aktördü. Onun o "içimizden birisi" havası, her daim hırpani kılığı ve sevimli ihtiyar imajı oyunculuğuyla birleşince harika bir kompozisyon çıkarmıştır. Zorba da onun bu halinin doruğa çıktığı filmlerden birisidir. En üzgün anında bile gülmekten ve sirtakiden vazgeçmeyen bir adam. 1964 yılında akademi Quinn'in Alexis Zorba karakteri ve Peter Sellers'ın Dr. Strangelove kompozisyonu gibi iki devasa performansın yerine My Fair Lady'de şarkı söyleyen Rex Harrison'a Oscar vererek ne derece saçmasapan bir oluşum olduğunu göstermiştir.
4-Big Fish: Tim Burton'ın kendi bilindik tarzının en fazla dışına çıktığı filmlerden birisi olan Big Fish, baştan sona fantastik hikayesi ve akılcı kurgusu ile bir adamın babasının ölümünü izlerken bile bunu nasıl yaşamdan zevk alma haline getirebileceğinin göstergesidir adeta. Hoş Burton filmde yine duramamış ve cadı, örümcek, büyülü karanlık orman gibi favori öğelerine başvurmuştur ama bunlar filmin o genel gülümseten havasına katkı yapmıştır sadece.
5-Good Will Hunting: Efsane bilinir, Matt Damon ve Ben Affleck bu filmin senaryosunu okul yıllarında yazmışlardır. Okul sıralarında kaleme döktükleri eser onlara Oscar kazandırır. Bunun kendisi "kendini iyi hisset" hikayesi zaten. E yanlarına Robin Williams gibi bu tür filmlerin favori adamlarından birisini de alınca ortaya sonunda suratınıza hoş bir gülümseme oturta bir film çıkar. Affleck bir sahnede Damon'a şöyle der "Kazanan biletin üstünde oturuyorsun ve içine almayacak kadar eşek kafalısın".
6-Groundhog Day: Bana sorarsanız Bill Murray'in Lost In Translation'dan sonra en iyi performansıdır. Her sabah kalktığında aynı günü yaşayan bir adamın hikayesi. Murray'in bir sahnede sokakta kendisine (belki yirminci kez) "merhaba" diyen adamı doğrudan yumrukladığı sahne benim favorimdir.
7-La Vita E Bella: Roberto Benigni bu filmden sonra "milyonlarca kişinin öldüğü bir katliamı komedi filmine çevirdi" diye bir dolu eleştiri almıştır. Son derece haksızlık etmişlerdir filme. Film baba-oğul merkezine alınmış bir aile hikayesidir aslında. 6 yaşında bir çocuğa soykırım fikrini yerleştirmek ne kadar doğru bir kararsa, Beningni'nin filmini de eleştirmek o derece doğrudur. Şahsi fikrim enfes bir film olduğudur. Benigni bir sahnede "neden yahudiler ve köpekler giremez yazıyor baba" diye soran oğluna "olur öyle, aşağıdaki bir dükkanda atlar ve vizigitolar giremez yazıyor" diye cevap verir.
8-The ShawshankRedemption: Çok betimlemeyeceğim bu filmi. "Andy Dufresne...Bok dolu bir tünelde emekledikten sonra diğer tarafa tertemiz çıkmıştı".....Filmin insanda yarattığı psikoloji de budur zaten. Diken üstünde izlenen onca sahneden sonra koskoca bir kahkaha patlatacağınız son 20 dakika. Bir film hem bıkmadan izlenen filmleri hem kendini en iyi hisse filmleri, hem gelmiş geçmiş en iyi filmler listesinin tepesindeyse yıllardır......kabul edelim...bir şeyler vardır
9-Ice Age Serisi: Türkçe dublajını orijinalinden daha çok sevdiğim 2 film var. Asterix: Kleopatra ve Ica Age serisi. İlkindeki Temelyus karakter filmi orijinalinden daha komik yapar. İkincisinde ise Ali Poyrazoğlu, Haluk Bilginer ve Yekta Kopan olayı koparırlar. Zaten animasyonların insana kötü hissettirdikleri pek olmamıştır da Ice Age'de bu çıta daha da yükselmiştir. Hollywood'dan çıkan en iyi animasyon olduğunu söyleyebilirim Wall-E'nin de hakkını yemeyerek. "Aaah bu hayat çekilmeeez, sen olmasan maaaamut"....Gel de bu sahneye gülme...
10-Neşeli Günler: Her kim ki Şener Şen'in gibicibicis marka jilet sattığı sahnede yere yuvarlanmamıştır bizden değildir. O nasıl isimlerdir, o nasıl ses tonudur, o nasıl detone olmaktır...Türk sinemasının efsane 10 sahnesine kafadan giren bu sekans filmin unutulmaz onca sahnesinden birisidir sadece. Münir Özkul ve Şener Şen'in karşı karşıya geldiği her sahne yarıcıdır zaten (Ziyaaaaaaaa, çakıyla aslan mı öldürdün?). Bir kere kutsal bir öğe üzerinden gider film zaten. Turşu suyu.
Şimdi bu listeden sonra "hayat çok karamsar, çok cani biz fanilere karşı, insanların hepsi opportunist, hayattan nefret ediyorum, I am a creep, I am a werdoo, What the hell am I doing here, I don't belong here" felsefesini kendisine anayasa edinmiş güruhu kızdırmayıp panzehirlerini verelim isim halinde.
1-Requiem For A Dream
2-The Sweet Hereafter
3-Heavenly Creatures
4-Lilja 4-ever
5-Edward Scissorhands
6-The Ice Storm
7-Se7en
8-Dancer In The Dark
9-Irreversible
10-Oldboy
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
24 yorum:
nadja komanachi'den fenerbahçeli cemile kadar geniş bir yelpazenin ürünüydü o gibicibis, lütfen:)
Usta bence Masumiyet de bu karamsar filmler arasına girer.
Şener Şen'in nikah şekeri sahneleri...
hayat sevince güzel vardı ayşecik'in. amélie'nin esin kaynağı. sıralamada onun üstünde ama herkes göremiyor. movie whisperer şş.
Good Will Hunting'i hemen tedarik ediyorum. Kaçırmışız aralardan.
Shawshank Redemption'ın sonunda devasa ağacın gölgesinde oturan Morgan Freeman sahnesi kadar ferahlatıcı bulduğunuz bir sahne varsa herhangi bir filmde...
Paylaşın lütfen :)
bu ikinci listeye Donnie Darko girse fena olmaz gibi geldi bana.. Requiem for a Dream her halukarda listenin basinda olmali tabii ki. mumkunse yalniz ve yuksek bir apartmanin ust katlarinda izlenmemeli. zira insanda en yakin cama/balkona yonelme istegi uyandiriyor..
Birde burdan bakalım :D
http://hakanbaysal.blogspot.com/search/label/Seyir%20Zevki
Ohooo yine back to the future izleyesim geldi görünce... Bugün de cuma bak iyi denk geldi :)
Forrest Gump'ın şu listede illa ki olması gerekirdi.
animasyon filmlerin dubaljı hakıkaten çok sahane oluyor. en son asterix olimpiyat oyunlarında yı izlemiştim. kanal d zırt pırt reklam vererek ne kadar piç etmeye çalıssa da çok keyıfle ızlemıstım
Seslendirmesi, orijinalinden daha iyi olan animasyonlar listesinde Shrek kafaya guresir kanimca, ki bunun en buyuk kanitlarindan birisi de Bayulgen ve Erbil'in (emin olmamakla birlikte Universal Pictures ya da Paramount Pictures'dan birisi tarafindan) filmin yurtdisindaki en iyi seslendirmesi odulune layik gorulmesidir.
La Vita E Bella
başından sonuna boğazımda bi düğümle izlediğim, o kadar da iyi hissetirmeyen bir film bence. beni çok etkilemişti.
Scissorhands'in ilk 2/3'lük bölümü yukarıdaki listede başa oynar ama finali yumru gibi oturur insanın içine. Ne güzel filmdi be, izlemek lazım bi daha...
"I don't belong here" Bu lafı ezbelemiştik zamanında. Bir kız bunu yazıp , kendini camdan atmıştı Ataköy'de. Sonra satanist muhabbeti çıkmıştı. Paso Reha Muhtar işlerdi bu haberleri.
İyi hissettiren filmler için,
http://marlonbarando.blogspot.com/2008/10/20-adet-izle-kendini-iyi-hisset-filmi.html
Kötü hissettiren filmler için,
http://marlonbarando.blogspot.com/2008/10/20-adet-izle-rahatsz-ol-midene-kramp.html
TrexxxXx'e katılmamak elde değil, "run forest run" forest gump'ın da olması lazım.
:) bu yaziyi okurken cok guldum, hatta youtube dan bazi sahneleri tekrar seyrettim...
ayrica kendini iyi hisset filmi denince benim aklima ilk olarak frank capra'nin efsanevi klasigi it's a wonderful life gelir, onu da burada gormek, hatta uzerine bir yazi yazmanizi isterdim... ayrica bu listeye goodbye lenin de girebilirdi
requeim for dream konusuna katiliyorum. sadece insan o filmi izleyince kendini kotu hissetmiyor, film de cok kotuydu. hatta donnie darko ile birlikte son yillarin en abartilmis filmi diyebilirim...
edward makasel ise beni o kadar kotu hissettirmemisti(eh iste sonu birazcik) son olarak lilya forever cok iyi bir tercih olmus...
oldboy a haksızlık olmuşş derim :(
station agent ve garden state de tam insanı mutlu eden filmler klansmanına girer tavsiye ederim
ziyaaaa ziyaaa ..diyorum ve burayı dağıtıyorum(anlayan anladı:) )
İyi hissettiren filmler için Jerry Maguire filmide düşünülebilirdi sanki. Hatta bir kaç Adam Sandler filmide düşünülebilir diyebilirim ama Adam Sandler biraz gri bölge kötü film olarak algılanacak çok yapımı var. Bide ikinci listede çok daha güzel filmler var sanki ama yinede orayada bir Pi iyi gider gibi bence
irreversible'ı izlediğim güne hala lanet ederim.
Empire'ın panzehir listesi: http://www.empireonline.com/features/top10/depressing-movies/
masumiyet ya da kader olmalı kanımca da.. ya da ilahi takdire bırakıyorum her şeyi ... kader işte
Yorum Gönder