15 Nisan 2009 Çarşamba
دوري الدرجة الأولى الليبي
Tepedeki yazının anlamı Libyan Premier League. Dün Mısır'la başladığımız Kuzey Afrika turuna Kaddafi'nin ülkesi ile devam ediyoruz. Modern dünyada ismi ülkesinin önüne geçen liderler içinde kökü en eskiye dayananlardan birisi Muammer El Kaddafi. Daha Bengazi'de girdiği askeri okul yıllarında Libya yönetimini askeri bir darbeyle ele geçirme planlarını yapan bir adamdır. 1969'daki askeri darbe sonunda başa geçtiğinde yaşı sadece 28'di. Bugün 67 yaşında. 40 yıla yaklaşan hükümdarlığında İslami Sosyalizm adını verdiği devlet politikası ile sürekli dünya siyasetinin önemli aktörlerinden birisi oldu ki genelde bilirsiniz ismi üzerinde çok hoş şeyler söylenmez. Hem big brother'ı çok fazla rahatsız ettiği hem de ülke için insan hakları uygulamalarındaki problemler nedeni ile.
Libya birkaç açıdan ilginç bir ülke. Örneğin Kuzey Afrika'da toprak parçası/nüfus oranı en yüksek olan ülke, zira Cezayir'den sonra bölgenin en büyük ülkesi, Afrika'nın en büyük dördüncü, dünyanın en büyük 17. ülkesi olmasına karşın 6.2 milyonluk bir nüfusu var. Bu, ülkedeki zengin petrol yatakları ile birleştiğinde Libya'yı Afrika'nın kişi başına düşen milli gelirde beşinci sıraya yerleştiriyor ki ilk dört sırada Botswana, Ekvator Ginesi ve Seyşeller gibi küçük ülkeler var. Libya bayrağı dümdüz yeşil rengi ile dünya üzerinde tek renge sahip tek ülke bayrağı olma özelliğini koruyor. Mısır'da olduğu gibi yerleşimin büyük bir bölümü Akdeniz kıyısına, yani ülkenin kuzeyine kaymış durumda. Başkent Trablus ve Bengazi ülkenin en büyük iki şehri. Ülkenin güneyinde Sahra'nın içinde yer alan Libya Çölü'ndeki bazı bölgelere 1998 yılından beri tek bir yağmur tanesi bile düşmemiş. Ülke çoğunluğu Sünnilerden oluşan % 97'lik bir Müslüman toplumu barındırıyor bünyesinde. Genelde Arap ve Berberi kökenli bir toplum.
Libya eski bir İtalya kolonisi olması sebebiyle her ne kadar Müslüman bir toplum olsa da İtalyan kültürünün özelliklerini görebileceğiniz bir ülke. Ülkedeki lokantalardaki geniş makarna seçenekleri bunun en önemli örneklerinden birisi. Sharba adında oldukça acılı bir çorbaları ve Batata mubatana adında yine birçok baharatın kullanıldığı patates dolmasınabenzeyen bir yemekleri var. Tabi Akdeniz kıyısında olmaları sebebiyle bu yöre mutfağından da etkilenmiş durumdalar. Aşağıda resmi görülen yemek ise koyun sütünden yapılmış tereyağı ve bal ile servis yapılan hamurlu bir tatlı Asida.
Gelelim yeşil sahalara.Ligin sponsoru ülkenin 2 büyük telefon şirketinden birisi olan Libyana. Şirketin başkanı da Muammer El-Kaddafi'nin en büyük oğlu Muhammed El-Kaddafi. Lig IFFHS'ye göre dünyanın 28., Afrika'nın 4. en zorlu ligi. Libya Sports adlı televizyon kanalı ligde oynanan tüm maçları naklen yayınlıyor ve 90 dakika isimli bir maç günü programları var. Çok şükür Hıncal bu programa da katılmıyor. Libya Ligi'nde 2 partili devlet düzeninin futbola yansıması diyebiliriz. 40 yıllık lig tarihinde 39 şampiyonluk Trablus ve Bengazi takımları tarafından paylaşılmış. Trablus'tan Al Ittihad (14), Al Ahly Tripoli (10), Al Madina (3), Al Mahalah (2), Al Shat (1), Al Dhahra (1), Bengazi'den Al Ahly Bengazi (3), Al Tahaddy (3), ve Al Nasr (1). Tarihte şampiyonluk sadece 1 kez bu iki şehrin dışına çıkmış. 2003-04 yılında Az Zawiyah kentinin takımı Al Olympic Zaouia takımı bu başarıya ulaşmış. Trablus'un 2 takmı Al Ittihad ve Al Ahly ülkenin en büyük derbisini oluşturuyorlar. Al Ahly 1999-2000 sezonundan beri şampiyon olamıyor ve bu dönemde Ittihad 6 şampiyonluk kzanarak geriden gelip Al Ahly'i ekarte etti. Ancak geçen sene makus talihini döndürme yolunda kıpırdanan Al Ahly bu sene iddialı. 20. haftası sona eren ligde Al Ahly 3 puan farkla lider.
Ligde 16 takım var ve haritadan görüldüğü gibi, iklim şartları sebebiyle tüm takımlar Akdeniz kıyısında konuşlanmış vaziyette. Ligde son 4 sırayı alan takımlar Libya 2. Ligi'ne düşüyorlar. 16 takımlı lig için yükse bir sayı. Libya takımları bugüne kadar Afrika çapındaki hiçbir turnuvada yarı finalden öteye geçemediler. Bilindiği gibi Kaddafi'nin bir diğer oğlu Al-Saadi Kaddafi eski bir futbolcu.Al Saadi ülkesinde Al Ahly ve Al Ittihad takımlarının formasını giyip 2001-02 sezonunda 19 golle gol kralı olunca İtalya'nın yolunu tuttu. Perugia ve Udinese'de birer maç oynadıktan sonra 2006 yılında Sampdoria'ya gitti ama tek bir maça dahi çıkmadı. Kendisi Libya Ordu Komutanı'nın kızıylaevli ve aynı zamanda eski futbol federasyonu başkanı. Şu an % 7.5 payla Juventus hisselerini de elinde bulunduruyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
enteresan bi ulke, oradayken ben de bi kac yazmistim oranin futbol alemi ile ilgili. Kendi oyunlarindan cok yabancilari takip ediyorlar, enteresan olarak ama galiba genel olarak Misirin batisindaki Kuzey Afrika karakteri bu. Zira Cezayir Tunus ve Fas da oyle. Libya yine de oyuncu bile vermeden yabanci ligleri takip etmesiyle digerlerinden ayriliyor.
Bu arada o yemekler elle yeniyor, o yemegin kenarindaki de 3 parmak bandirilmis.. Ben de bu ulkede yasiyorum ve ayip olmasin diye boyle elle bandirarak yemek zorunda kalmistim..
Dusunulenin aksine bence cok guzel bir ulke.. Turizme yatirim yapilmis olsa cok farkli bir imaji olabilirdi..
o tatlının kenarını gene mi tunchay ısırdı? abi ayıp oluyor çapa dururken libya'ya ne oluyor!
:)
ahaha, yalnız bu sefer yemeğe ayı patisi girmiş timsah değil.
Abi Misir Ligi de 28. idi bu IFFHS'de?
Yorum Gönder