4 Ağustos 2009 Salı

SİSTEKİ MELODİLER vol.4



















Bugün yarım bıraktığımız serileri canlandırma günü. Anathema, Marillion ve Dolores O'Riordan ile ilk üç halkayı oluşturduğumuz serinin dördüncü halkasına geçelim. Dire Straits'i blogun neresine sokuştursam diye düşünüyordum belli bir süredir. Bu tam üzerine geldi aslında. Walk Of Life, Money For Nothing, Twisting By Te Pool, Calling Elvis, Sultans of The Swing, Lady Writer, Heavy Fuel gibi şarkılar bir kenara bırakılırsa Knopfler kardeşler Mark ve David'in grubunun her şarkısında gözle görülür bir melankoli havası vardır. Dire Straits ve buğu denilince akla gelen ilk şarkıdan başlamak lazım aslında. Dünya tarihinin en iyi savaş karşıtı şarkılarından biriyle. Brothers In Arms. Dingin bir intro ile başlayan şarkı, elektro gitarın, müzik tarihinin en iyi sololarından birisini bir kaç dakika sonra sergileyeceği şarkıya giriş yapar.



Dire Straits'in bu melankoik havası, her şarkısında Brothers In Arms gibi dingin karakterde değildir. Private Investigations bu anlamda son derece deneysel, arıza bir şarkıdır. Sözleri insan karakterine de bir eleştiri içeren şarkının en anlalı bölümü, bize Amerikan kara filmlerindeki o puslu bar görüntülerini andırır. Şarkının son 3 dakikası ise bir progresif rock şaheseri haline dönen enstrümental bir şölendir.



And what have you got at the end of the day?
what have you got to take away?

a bottle of whisky and a new set of lies

blinds on the windows and a pain behind the eyes


On Every Street'e gelelim. Bir aşk şarkısıdır aslında ama Knopfler bu şarkıyı adeta bir şüpheliyi arayan polisin ağzından yazmıştır. Kahramanımız şarkıda her sokakta, elinde tarifi olan kadını aramaktadır. Şarkının tümü bu arayışı aktarır bize o naif yapısıyla. Derken son bölümünde zirveye çıkar ve o dinginliğin ardından belki de bir kavuşmayı betimleyen gitarlar girer. Gördüüm en iyi outrolardan ve fade-outlardan birisiyle kapanır şarkı.



a ladykiller - regulation tattoo
silver spurs on his heels
says - what can I tell you
as I'm standing next to you

she threw herself under my wheels

oh it's a dangerous road
and a hazardous load
and the fireworks over liberty expode in the heat

and it's your face I'm looking for on every street

Romeo Juliet ile Your Latest Trick ise sisin arasına aşkın karıştığı şarkılardır. Her ikisi de bugün müzik tarihinin tartışmasız klasikleri olarak kabul ediliyorlar. Your Latest Trick saksafon eşliğinde tam bir 80'ler aşk şarkısı sunarken Romeo ve Juliet, tarihe malolmuş ölümsüz aşkın kısa bir hikayesini anlatır.



I don't know how it happened
It all took place so quick
But all I can do is hand it to you

And your latest trick


Tabi unutmadan söz etmemiz gereken Love Over Gold, Local Hero, Last Exit To Brooklyn, Tunnelf Of Love gibi şarkıları es geçmemek lazım. DireStraits'in albümlerinin tümünde yer alan bu sisli hava onları müzik tarihinin unutulmaz gruplarıdnan birisi yapmıştır. Hem de dürüst olmak gerekirse ömürleri kısa sürmesine rağmen. Mark Knopfler'ın solo kariyerinde de bu havanın izleri fazlasıyla görünmektedir.

6 yorum:

Can dedi ki...

Yazıyı okurken, her şarkı isminde içimden "evet,tamam" diye onayladım da, az daha yüreğime inecekti romeo ve juliet i görememek. Sonda olması sadece benim canımı sıkmıştır belki.Alchemy albümü her evde olması gereken, müzik tarihinin olmazsa olmazlarından sanırım.

efe dedi ki...

telegraph road'u nasıl unutursun? ama yok anladım o şarkı apayrı bi postu hak ediyor onun için burda bahsetmedin :)

dinlerken sisin içinde yollara ray döşeyen işçiler gelir hep aklıma, şarkının her saniyesinde sis vardır.

tamchee dedi ki...

Yaa direk geçen sene Kuruçeşme'deki Mark Knopfler konseri aklıma geldi şimdi..!!
Ooffff of..
Bi kez daha gelse de gitsek..!

Adsız dedi ki...

alchemy konseri dvd olarak ne yazık ki bulunmuyor hiçbiryerde.. bakmadığım yer kalmadı internette şurda burda ama bulmak imkansız..o konserde sultans of swing' in sonunda coştukça coşar mark knopfler..25 senedir tüm şarkılarını sevdiğim tek grup olarak 1 numaramdaki yerini koruyor...mark babanın solo kariyeri de müthiştir ama benim favorim mahalleden müzisyen arkadaşlarıyla kurduğu notting hillbillies grubuyla çıkardığı missing, presumed having a good time albümüdür...alternatif olarak sevdiğim dire straits şarkıları:
where do you think you're going, it never rains ve why worry' dir...ne yazık ki bu büyük insanın konserine avrupa futbol şampiyonasını tercih etmem nedeniyle gidemedim...pişmanım..

Cihan dedi ki...

@efe

benden çok yaşayacaksın

jackiechiles dedi ki...

Iron Hand vardır bir de...