29 Eylül 2009 Salı

EIGHT LIONS-4






















Devam edelim şu Şampiyonlar Ligi maçları öncesi sunduğumuz verilere. 15 gün önce Beşiktaş Borges'in de ilginç bir noktaya dikkat çektiği gibi, neredeyse, sadece Ferrari'nin iyi oynaması ile, o çok önemli bir iş başarır dediğimiz galibiyeti alamasa da 1 puanı Manchester United'dan koparıyordu. Şimdi CSKA deplasmanına çıkacaklar. Beşiktaş'ın puan çıkarma ihtimalinin en fazla olduğu deplasman olacak bu. Dezavantajı Juande Ramos'un göreve geldiği anda belirttiği gibi, lig şampiyonluğundan uzaklaşan CSKA'nın kendisini Şampiyonlar Ligi'ne kanalize edecek olması. Özellikle Beşiktaş'ın şu andaki durumu göz önünde bulundurulduğunda kazanması yine uzak bir ihtimal. Galibiyet ilk iki şansını olduğu gibi tekrar devreye sokar, hatta İngiltere'den gelecek sonuç onu ikinciliğe bile oturtabilir. Bu da arka arkaya oynanacak iki Wolfsburg maçını bir anda fotoğrafı çekecek maçlar haline getirir. O maçlara 0 puanla çıkmak, maçların sonunda üçüncülüğü bile imkansız hale getirebilir, 3 puanla çıkmak ise ikinciliği bile garanti hale getirebilir. Ben yine de çoğu kişi bu ifadeyi sevmese de Şampiyonlar Ligi grup maçlarında galip gelemiyorsanız yenilmemeniz gerektiğini hatırlatayım. Juventus 1997-98 sezonunda Galatasaray Bilbao'da 1-0 mağlup olup en iyi ikinciler arasına kalamayınca, 5 beraberlik ve 1 galibiyetle, grup lideri olarak çıkmıştı hatırlatalım.

-Yine Raul yine Raul. Şampiyonlar Ligi'nde 65 golle en fazla gol atan futbolcu unvanına sahip İspanyol, Olympique Marseille önünde 125. Şampiyonlar Ligi maçına çıkacak. Bu dalda da rekor ona ait tabii.

-Liverpool bu akşam Fiorentina karşısında gol atmayı başarırsa, 1998-2000 yılları arasında Bayern Munich'e ait olan Şampiyonlar Ligi'nde 22 maç aralıksız gol atabilme rekorunu egale edecek.

-Barcelona, Avrupa Kupalarında diğer takımlara sağladığı üstünlüğün aksine Dinamo Kiev'e karşı ezici bir üstünlük kuramamış durumda. Geride kalan 7 karşılaşmada 4 galibiyet ve 3 mağlubiyeti var. Nou Camp'teki son maç 5 Kasım 1997'deydi ve Dinamo Kiev bu maçı 4-0 kazandı. Yani geçmişte, şanslarının çok iyi gitmediği bir takımın karşısına çıkacaklar bu akşam.

-Olympiakos Londra'ya yenilmeye gidiyor desem yeridir bu akşamki maç için. Yunan takımı bugüne kadar İngiliz topraklarında 8 maça çıkıp tümünü kaybetmiş. 27 gol yemişler ve sadece 1 gol atmışlar. Emirates'den çıkacaklarını pek sanmıyorum.

-Manchester United Wolfsburg'a yarın kendi evinde kaybetmezse bu onların üstüste 21. kez Old Trafford'dan mağlup olmadan çıktıkları maç olacak. Bu kupa tarihinin en iyi üçüncü iç saha performansı aynı zamanda.

-Geldik Beşiktaş'a. Pek iç açıcı bir veri değil ama. Kara Kartal bu kupada oynadığı son 12 deplasman maçının sadece bir tanesini kazandı (Sergen Yalçın'ın Chelsea'yi mat ettiği maç). Son 3 dış saha maçında da gol kaydına muvaffak olamadılar. Oldukça kötü giden bir talihi de değiştirmiş olacaklar kısacası.

-Bayern yarın Juventus'u konuk ediyor kupada. İtalyan takımlarına karşı Şampiyonlar Ligi'nde çok iyi bir karneleri olduğunu söyleyemeyeceğiz. Bugüne kadar oynadıkları 7 maçın sadece ikisini kazanabildiler. Üç mağlubiyet ve iki de beraberlikleri var. Ferrara'nın takımı arkasına tarihi de alarak Münih'e gidiyor.

-Yarın Atletico Madrid'i konuk edecek olan Porto Şampiyonlar Ligi tarihinin, iç sahada atılan goller açısıdnan en kısır takımı durumunda. Evlerinde oynadıkları son 4 maçın 3'ünde gol atamadan sahadan ayrıldılar.

3 yorum:

rıza yaşar dedi ki...

Düzeltmelerin ĞÜstadı yine iş başında Sevgili Dutchman :)

Biliyorum Juve ile Ranieri birbirleri ile çok özdeşleşen bir ikili oldular ama artık aynı yolda yürümüyorlar.

Tuğberk dedi ki...

yahu bu manchester sürekli bir seridir gidiyor..

adamların her maçında bu maçta yenilmezse x seri oluyor diyoruz..

yenin şunları loo

Flying Dutchman dedi ki...

tamam da dostlar daha bir kaç saat önce yazdığım roma'nın yeni stadyumu yazısında da "roma teknik direktörü ranieri" diye belirttiğime göre....

bilgi yanlışı yok yazım yanlışı var :))