MİROSLAV STOCH TRANSFERİ

Miroslav Stoch, Galatasaray'a imza atsaydı yazacaklarım aşağı yukarı belliydi ve kafamda oluşturmuştum. Şöyle başlayacaktım yazıya dürüst olmak lazım: Ezeli rakibim Fenerbahçe'nin alması halinde çok üzüleceğim bir futbolcuydu, sezon başlangıcına kadar yapılacak olanları bilemem ama Galatasaray sezonun en iyi transferine imza atmıştır.

Transferin yönü değişti, o çok üzüleceğim olay oldu diye diyeceklerimizi değiştirecek değiliz. Müthiş bir iş başardı Fenerbahçe. İşin maliyetini daha sonra konuşuruz, önce bu işin taktik ve etki işini konuşmak lazım. Onun hakkında Twente'yi bu sezon şampiyonluğa götüren isimleri yazdığımız yazıda bir şeyler karalamıştık. Genişetelim o cümleleri. Bu sezon Twente'yi şampiyonluğa götüren 4 adam var. Saha dışında başkan Joop Munsterman ile teknik direktör Steve McClaren. Saha içinde ise Bryan Ruiz ve Miroslav Stoch. Blaise Nkufo'ya da pay biçmek lazım ama özellikle bu ikisinin payı bambaşka. Ruiz, birçoğu son dakikada puan getiren gollerin altına imza atarken Stoch sezon boyunca takımın lokomotifiydi. 2 çok önemli adam kaybetti bu sezon başında Twente. Arnautovic ve Elia. Elia bunların en önemlisi hatta Hollanda futbolundan son 2 yılda çıkmış en büyük yetenekti. Twente onun gidişiyle sol kanatta çok büyük bir boşluğu doldurmak zorunda kalacaktı. 21 yaşında, Chelsea'de sadece 4 maç oynamış bir Slova-k'ı getirdi McClaren Hollanda'ya. Kimse ne adını biliyordu ne de sanını. Örneğin Ruiz ondan daha fazla konuşuldu, zira Twente onun için Gent'e 5 milyon euro ödemişti. Stoch ise bir kiralıktı. Sezon başında yapılan şampiyonluk tahminlerinde Twente'nin 2 kanadını da kaybetmiş olması sebebiyle şampiyonluk yarışının dışında kalacağını söyleyenler fazlalıktaydı. Ama kafadakiler ortaya çıkan tablodan farklıydı.

Twente'de kaç maç oynadığını, kaç gol atıp kaç asist yaptığını her gazete yazacaktır, açıp okumak mümkün. Ben başka şeyden bahsedeceğim. Eljero Elia 1 sezon önce topu ayağına aldığında Twente tribünleri ayağa kalkıyordu olacakları izlemek için. Bu duyguyu Galatasaraylı taraftarlar iyi bilirler zira Hagi ve Ribery'de hissetmişlerdi. Galatasaray Stoch'u alabilseydi Ribery'den beri yaptıkları en iyi genç, tribünleri heyecanlandıran kanat oyuncusu transferi olacaktı ve akıllı bir politikayla, oyuncuyu skandal eylemlerle elden kaçırmak yerine Marsilya'nın aldığı 25 milyon euronun bir benzeri sarı kırmızılıların kasasına girecekti. Ama bu para artık sarı lacivertlilerin kasasına girecek muhtemelen. Stoch'u "hangi motivasyonla" aldığını bilemem Fenerbahçe'nin. Belki geçtiğimiz sezon başından beri, belki Fenerbahçe-Twente maçlarından beri, belki Twente şampiyon olduğundan beri belki de Galatasaray talip olduğundan beri takip ediyorlardı. Belki takıma gerçekten katkısı olduğu için aldılar belki de sırf Galatasaray'ı böyle bir cevherden mahrum bırakmak için. Ama ben sonuca bakıyorum, hangi motivasyonla olursa olsun müthiş bir iş yaptılar. 21 yaşındayken, Avrupa'nın önde gelen liglerinden birinde yer alan bir ortalama takıma tarihindeki ilk lig şampiyonluğunu kazandıran 2 adamdan birisini kadronuza katıyorsanız bunun size getirisi hem sportif başarı hem de maddi anlamda olacaktır.

Dzusdzsak transferi gündeme geldiğinden beri aynı şeyi düşünüyordum. PSV'nin sol açığı da iyi bir transfer olacaktı belki ama benim için korkulacak bir adam değildi asla. Evet iyi futbolcuydu, onu da PSV Debreceni'den transfer ettiği günden beri takip ediyorum ama Stoch'la karşılaştırılırsa ve transfere bu gözle bakılırsa da Fenerbahçe'nin doğru seçimi yaptığını düşünüyorum.

Youtube videolarından izlenip süratine atıf yapılacak tabii ki ilk önce Stoch'un. Ama Slovak bundan çok daha fazla yeteneğe sahip bir oyuncu. En sevdiğim özelliği oyuna ağırlığını koyabilmesi ve sorumluluk alabilmesi, Twente'yi şampiyonluğa götüren ligin son maçında tüm takım 1-0 öne geçtiğinde saati kontrol etmeye başlarken işi garantileme peşinde koşan ve ikinci golün altına imza atan oydu. İstikrarlı, doğrudan rakibin üstüne giden, ısrarcı, pes etmeyen ve en önemlisi de defansif özellikleri de olan bir açık oyuncusu. Fenerbahçe onun asistleriyle çok fazla gol bulacaktır. Tabii Stoch'un verimli olabilmesi için arkasında mutlaka onunla uyumlu olabilecek bir sol bekin olması gerekiyor. Twente'de bu işi dönüşümlü olarak Rajkovic, Kuiper ve Tiendalli mükemmele yakın yaptılar. Fenerbahçe'nin oraya Stoch'un deli çıkışlarını kontrol edebilecek ve onunla uyum sağlayacak, çabuk düşünen, çabuk aksiyon alan bir sol beke ve onunla uyum sağlayacak bir forvete ihtiyacı var. Orta sahanın ortasından onu hareketlendirecek adam görevini Alex'in, Twente'deki Kenneth Perez kadar hatta ondan iyi yapacağından şüphem yok. Aslında bu tabloyu tamamlamak için Fenerbahçe Bryan Ruiz'i de İstanbul'a getirebilse herhalde tulum çıkarmış olurdu ama o bölgeye kimi transfer edeceğini göreceğiz.

Stoch'un olumsuz yönleri yok mu? Elbette var. Chelsea onu 4 yıllık süre zarfında hiç kullanmadı. Dünya Kupası'nda göstereceği performans onun transferinin üzerinde bazı şüpheli seslerin çıkmasına sebep olabilir. Henüz bir Arjen Robben kadar kanatta baskın, üst düzey maçlarda oyunun rengini tek başına değiştirecek kadar üst düzeyde değil. Ama henüz 21 yaşında. Türkiye Ligi'nde müthiş işler yapacağı konusunda şüphem yok. Şampiyonlar Ligi arenasında da ağırlığını koyması için kendini biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Bunu yapmaya da son derece elverişli. Son olarak, her yerde bahsedilen, "güçlü görünmeyen" fiziğinin ona hiçbir dezavantaj getirdiğini görmedim, görmeyeceğiz de merak etmeyin.

Rakam konusunu kısaca geçelim. Etrafta dolaşan 7 milyon sterlin veya 9 milyon euro söylentilerini baz alırsak eğer, karşılığında 2 sene sonra (oyuncudan faydalanmanızın ardından) 20-25 milyon euro alacaksanız, o 9 milyon sizin için sadece muhasebe kayıtlarında mürekkep israfında konuşulur. Sorun o 9 milyonluk adamla neler yapacağınızdır, performans ve ticari gelecek açısından. Galatasaray'ın bu sezon istediğini tam alamadığı Keita ve Elano'ya toplam 15 milyon euro civarı bir para ödediğini unutmayalım.

Fenerbahçe'ye hayırlı olsun...ki olacaktır da...