Şeker gibi kura, Kartal'a kolay rakipler, Kekimiz belli oldu, Fener güle oynaya, Köy takımı.....bu liste böyle gider. Türk futbolundan Avrupa'ya çıkan takımların her sene Avrupa kupalarında genelde ön eleme turlarında veya ilk turda karşılaştığı takımlar hakkında yapılan yorumlar. İlginçtir bu yorumların neredeyse yarısının elimizde patlamasına rağmen Türk basını bu gelenekten vazgeçmez. Vazgeçemediği bir şey daha vardır, her elimizde patlayan kuradan sonra çıkıp "
köy takımı denen Kahromonya United Aslan'ı bozguna uğrattı" yazmak. Yahu diyen sensin ben ne yapayım? Bir de taraftarların bu takımlarla ilgili klişeleri vardır, deplasmana otobüsle gidiyorlarmış, takımdaki oyuncular bakkal, manav, kasapmış, sol bek çocukları yazılı yapıp öyle maça gelmiş gibi....Hoş bu rivayetlerden bir tanesinin doğruluğunu bizzat gözlerimle gördüm aşağıda belirteceğiz. Dolayısıyla yazı bu takımları konu alıyor. Şeker takımlarımız bizle oynarken neredeydiler, şimdi neredeler? Tabi son 20 yılı ele almak mantıklı olacaktırç Benim futbol ömrüm de ona yetiyor zaten.
İlk önce bizi benzetenlerden başlayalım. Hadi kendimi atayım ortaya.
Tromsø I.L. Başlamadan belirteyim. Bu "Tiramisu" esprisini hala anlamış değilim. Biliyorsunuz ezeli dostlar tarafından çıkarılan bir "
ehuehuhue Tiramisu'ya yenildiniz olm" muhabbetinden bahsediyorum. Pardon da Tromsø kelimesinin nesi tiramisuya benziyor. Takımın adı Tiramisa, Tiramiso, Tikamisu, her şeyi geçtim Takarimasu Makarimasu olsa anlayacağım da Tromsø. Espri yapacağım diye zorlayıp sevimsizleşmenin manası nedir? Böyle bir çirkef sıçratarak gireyim yazıya. Köklü kulüptür aslında Tromsø I.L. 1920 yılında kurulmuştur ama Norveç'te hiç bir şampiyonluğu yoktur. 1982 ve 96 yıllarında Norveç Kupası'nı kaldıran takımın ligdeki en büyük başarısı 1990 yılında kazandığı ikinciliktir. İlginçtir ki Galatasaray 2005 yılında bu takımla tarihinin en iyi döneminde karşılaşmıştır. Takım önce Esbjerg'i sonra da Galatasaray'ı elemiş. UEFA gruplarında da Roma'ya 2-1, Rosenborg'a 2-0, Basel'e de 4-3 kaybetmiş, Kızılyıldız'ı 3-1 mağlup etmiş ve hiçbir maçta ezilmeden turnuvaya veda etmiştir. Tromsø I.L bu sene de UEFA Kupası'nda mücadele ediyor belirtelim.
Takım takım gidelim madem. Galatasaray'ın son yıllarda yoluna bu şekilde çıkıp onu kupanın dışına iten bir takım pek yok. Buna en yaklaştığı sene 1993-94 sezonunda Şampiyonlar Ligi ikinci ön eleme turunda karşılaştığı
Cork City. İrlanda temsilcisini İstanbul'daki maçta 2-1 mağlup edebilen Galatasaray, İrlanda'da durum 0-0 iken kalesinde tehlikeler yaşamış ama Kubilay Türkyılmaz'ın attığı golle maçı 1-0 kazanmıştı. Galatasaray'ın zayıf bir ekibi zar zor yenebildikten sonra Manchester United'ı kupanın dışına itmesi de ayrıca bir ironidir. Cork City 1984 yılında kurulmuş bir ekip. İrlanda'da bugüne kadar sadece 2 kez şampiyon olabildiler. Birisi 1992-93 diğeri de 2005 sezonu. Tarihlerindeki en büyük Avrupa kupası başarı 2005-06 sezonunda UEFA Kupası'nda 3. tura kadar yükselmeleri.
Beşiktaş'ın bugüne kadar takıldığı takımlara gelelim. Aslında Kara Kartal bu derece küçük çaplı takımlara son 20 yılda hiç takılmadı. 2 takım var akla gelen.
Valerenga ve Metalist Kharkiv. Ancak her ikisi de örneğin bir Tromsø ile karşılaştırılamayacak takımlar. Valerenga Beşiktaş'ı şok edici biçimde elediğinde yıl 1998'di ve takım 1 sene önce Norveç 1. Ligi'ne yükselmişti ama bu aynı zamanda önemli bir yükselişin başlangıcıydı. 2005'te şampiyonluğu kucakladılar ve bugün Norveç'in önde gelen takımlarından biri konumundalar.
Metalist ile ilgili daha önce bir şeyler karalamıştık zaten.
Gelelim Fenerbahçe'ye. Şimdi Fenerbahçe ile ilgili ilginç bir durum var. Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında son yıllarda elendiği takımlar aslında o tarihlerde bu kadar kötü değillerdi. Ancak gün geçtikçe geriye gittiler ve ilginç şekilde şimdi esameleri okunmayan takımlara dönüştüler. Bu da işleri daha da kötüleştirdi. İzninizle Sigma Olomouc'tan başlayacağım. İsmini bir fabrikadan alan
Çekoslovakya temsilcisi Fenerbahçe ile karşılaştığında tarihindeki en iyi Avrupa performans dönemindeydi. Zira sadece 1 sene önce UEFA Kupası'nda çeyrek final oynamışlardı ve Real Madrid'e 1-1 ve 1-0'lık sonuçlarla kılpayı elenmişlerdi. Hamburg'u ve Torpedo Moskova'yı eleyerek. Böyle bir takımdan 7 gol yedi Fenerbahçe. Yanlış hatırlamıyorsam maçı da 8 kişi bitirmişti. Ancak sonra takım inişe geçti ve eski günlerine bir türlü dönemedi.Elde ettikleri en iyi dereceler 1998 ve 2004'teki lig üçüncülüğü oldu. Takımın tarihinde şampiyonluğu yok. Gelelim Cannes'a. 2 kez Avrupa kupalarında mücadele ettiler 1992 ve 95'te. 1994-95'teki sezonda Fenerbahçe'yi 4-0 ve 5-1'lik skorlarla mağlup ettiler. Ama sonrası. Takım şu anda Fransa 3. liginde mücadele ediyor. Son olarak MTK Budapest. Bugün kadrosunda hiç bir yabancı oyuncu bulundurmayan MTK 1999-2000 sezonunda Fenerbahçe'yi UEFA Kupası'ndan elediği seneden sonra iki kez şampiyon oldu. Tarihinde 23 şampiyonlukları var ve 1964'te Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda final oynadılar.
Ne ilginçtir ki 1964 yılında da finale gelen yolda Fenerbahçe'yi mağlup etmişlerdi. Yani onlar da günümüze geldikçe gerileyen takımlardan.
Geçtiğimiz takımları kısaca geçeceğim, zira çok var. Aslında bunların en zayıflarına değinmek yerinde olur. Galatasaray'ın 1994-95 sezonunda elediği Lüksemburg temsilcisi
Avenir Beggen ve 1996-97 yılında elediği Constructorul'a değinmek lazım. Avenir Beggen yazının başında yazdığımız rivayetlerden birisinin gerçek olduğu maçtır zira rakip takım kalecisi Lüksemburg'da oynanan maçta sahaya spor ayakkabı ile çıkmıştır. Beggen kasabasının takımı sadece futbolda değil tasarım konusunda da hafiften beceriksizdir ki "
En Kötü 10 Arma" yazımızda yerini almıştır. Takım 1994'ten beri Lüksemburg'da şampiyon olamıyor. Moldova takımı
Constructorul'un ise şöyle bir durumu var ki takım 2002 yılından itibaren FC Tiraspol adıyla mücadele ediyor ve Tiraspol şehrine taşındı. Tek şampiyonlukları 1997'de. Deplasmanda 1-0 biten maçla ilgili bir başka gerçek de Galatasaray'ın fiyasko transferlerinden Adrian Knup'un ender gollerinden birisini attığı maç olmasıdır (hatta attığı tek gol olabilir).
Beşiktaş cephesinde ele alacağımız 2 takım
Molenbeek ve Spartak Trnava. Molenbeek'iş ele alma sebebimiz şu. Takım 1996-97 sezonunda Beşiktaş'a elendikten 6 yıl sonra KFC Strombeek takımıyla birleşerek FC Brussels takımını oluşturdu. 1974-75'te tek şampiyonluğunu kazanan takım 2002 yılında filas etti ve ancak bu yolla hayatta kalabildi. FC Brussels ise şu anda Belçika 2. Ligi'nde mücadele ediyor. İsim talihsizi takımlardan Slovak takımı Trnava 1968-73 yılları arasında tam 5 kez Çekoslovakya şampiyonu olduktan sonra bir daha şampiyonluk yüzü göremedi. Takım o yıllarda Avrupa'da fırtına gibi esen bir takımdı.
Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda 1969 yılında yarı final, 1973 ve 74 yıllarında çeyrek final oynadılar. Takım o yıllarda Çekoslovakya milli takımının da iskeletini oluşturuyordu.
Trabzonspor'a da eğilmek lazım ve Finlandiye temsilcisi, bir başka isim talihlisi Turku Turun'a gelelim. Hami Mandıralı'nın Trabzon'daki maçta 2 muhteşem frikik golü attığı takım
Turun Pallosuera 1975 yılından beri Finlandiya'da şampiyonluk göremiyor. Trabzon'un karşısına Fin Kupası'nı kazanarak çıkmışlardı. Son olarak Fenerbahçe'nin 1994-95 yılında UEFA Kupası'ndan elediği Azerbaycan temsilcisi
PFK Turan Tovuz'a bakalım. Takım o sezon tarihindeki tek Azerbaycan şampiyonluğunu elde etti. Halen bu ligde mücadele ediyor.
7 yorum:
1. torba takımları hariç bütün takımlar köy takımıdır bizde Daçmın. Ya da ya yedeklerle gelmiştir, ya ciddiye almamıştır.
TPS bu sene iyi gidiyor. Daha dun Haka FC'yi deplasmanda 0-3 yendiler. Sehrin diger takimi, Inter Turku yarin sampiyonlar ligi on eleme maci oynayacak. Bu Inter Turkunun renkleri bile internazionale ile ayni, bu arada.
trabzon'un elendiği anomoforthisis (mafalda hanım?)
beşiktaşı eleyen takımlar arasına maccabi hafia'yı koymak da lazım. Tarihinin ilk 2 avrupa kupası maçını BJK'ye karşı oynamış ve elemişti yanlış hatırlamıyorsam.
Feneri dağıtan Cannes da Patrick Vieira ve Micoud vardı o zaman hatırladığım kadarıyla. Fena takım değillerdi yani.
Bir de işi büyütüp Villarreal'e Hoffenheim'a köy, kasaba takımı ; Shakhtar'a da mütevazi bütçeyle UEFA kazandı diyorlar artık.
sigma faciasından sonra hasta gs li babam rakı sofrası kurarak kendini eğlenceye vermiş, sarhoş olduktan sonra da bütün gece "fener yedi yedi" şeklinde kendince çok komik olan kelime espirisini, bana öpücükler göndererek defalarca tekrarlamıştı. sinirimden ağlayarak odama çekildiğimi hatırlıyorum. zalımsın peder!
bi de valerenga maçından sonra cenk korayın yıkılmış halde televizyonlara ropörtaj verişini hatırlıyorum. kahrolmuştu adamcağız..
Malmo var Besiktas'in. 05/06'daki 0-1'e 4-1 ile eledigimiz maclari degil, 15-20 sene onceki maclari diyorum.
Yorum Gönder