Daha önce blogda ele aldığımız Polonya Ligi
Ekstraklasa'nın Türkiye ile bazı ortak noktaları mevcut. Örneğin Polonya Ligi'nde de takımlar ülke içinde birbirlerinden oyuncu satın almak yerine yurt dışındaki pazara yöneliyorlar zira yerli futbolcuların değeri gereğinden fazla şişirilmiş durumda. Onlar da aynen bizim gibi bir Avrupa Şampiyonası düzenlemeye adaydılar ve 2012 yılındaki turnuvayı alarak bunu başardılar. Hatta, kabaca bakıldığında Ukrayna'ya göre daha geri planda görünen bir ülke olmasına rağmen doğu komşularının yaşadığı sıkıntıları yaşamadılar ve turnuvaya hazır olma konusunda sorun yaşamayacaklar. Aynen onlarda da bizdeki gibi 100. yılını kutlayan orta sıra takımları mevcut. Onlarda da devlet başkanı orta sıralar ve düşme mücadelesi veren bir takımın taraftarı (Donald Tusk, Lechia Gdansk taraftarı). Ve bizi daha çok ilgilendiren onlarda da kamu kurumlarının desteğiyle ayakta duran kulüpler mevcut.
Daha doğrusu mevcuttu.
Polonya Parlamentosu, futbol takımlarının devlet kurumlarınca sponsorluğunu yasakladı. Böylece, örneğin Maden Sendikasının takımı olan GKS Belchatow sponsorunu kaybetti ve önemli bir maddi sıkıntıya girmiş oldu. Buna rağmen lige iyi başladılar ve 9 puanla üçüncü sıradalar. Bu aynı zamanda bu takımların arkalarında kamu desteği olmadan da iyi sonuçlar alabileceğinin kanıtı belki de.
Abdullah Avcı yazısının yorumlarında, "
Avcı'nın başarısını takımın gerekli olup olmadığı konusundan ayrı incelemek lazım" demiştik. Gorky'nin 2 sene önce yazdığı
Büyükşehir Belediye yazısını da bunun yanına yerleştirelim. Türkiye'de hemen her kademede belediye takımları mevcut. Polonya bu yapının bir eşitsizlik yaptığını görebiliyorsa, futbol kalitesi olarak oradan daha yukarıda bir ülkenin de belki farkına varması gerekebilir artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder