Yazının sonunda göreceksiniz nerede ise tüm film türleri ile ilgili klişeleri yaptık blog tarihinde. Her klişede söylerdim "biz bu türleri bitireceğiz sonunda çirkinleşsek de". Evet yavaş yavaş o moda girelim. Henüz "porno film klişeleri"ne halkımız hazır değil ama ona da sıra gelecek. Zaten bizim o konuda fazla söyleyecek bir sözümüz yok, Magic Box'ta Lastik Kız Yasemin Evcim çıktığı zaman "vay anasını analar neler doğuruyormuş" diye ağzı açık ekrana bakan bir nesildik. Gördüğümüz mal varlıkları Show TV'den Cine 5'ten ibaretti. Bir de o zamanlar bu ablalarımızı ulaşılması zor varlıklar olarak görür üzerlerine tahsis yapmazdık. Şimdiki nesil maşallah Brazzers'daki kel adamın kimle evli olduğunu biliyor. Geçen gün de "Lisa Ann ölmüş" dediler tüm ülke olarak yasa büründük ama asparagas olduğunu duyunca sanki Lisa'yla Who's Nailin Pailin 3 filminde biz oynayacakmışız gibi sevindik. Halbuki gerek yok böyle şeylere, nereden geldiğimizi unutmayalım. İşte aşağıdaki liste nereden geldiğimizi unutanlara hatırlatma, yeni nesile de büyüklerinin ne zorluklardan geçerek bugünlere geldiğinin bir kanıtını sunmak amacıyla yapılmıştır.
1-Etek boyu diz altı: Gece 2, gözler kan çanağı bir mahrem bölge görmek için o ana kadar beklenmiş, filmin başlangıcı sonrası Show TV'nin ekranın sağ altına (sol alt da olabilir) koyduğu kırmızı nokta ile evde bir bayram havası esmiş (ama sessiz esmiş tabii yoksa basılma ihtimali var bkz. 4.madde) gerekli motivasyon sağlanmış. TV'deki 2 karakter kendi aralarında yakınlaşmaya başlar. Bu yakınlaşma yerini somut bir hareketlenmeye bırakır. O andan sonra yoğun bir baskı altına girilir, zira izlenen şeyle ilgilenme bırakılmış Show TV'nin sahneyi hangi anda keseceği beklenmeye başlanmıştır. Elbiseler sıyrılır, olur ya birkaç uzuv görünürse bir anda "ulan bu sefer oluyor galiba" şeklinde bir şaşkınlık yaşanır, tam sıcak dakikalar ekranı alev alev yakacakken 2 şey olur. Ya Show TV'nin "dıbdıbıdıpdıpdıbıdıpdıp" şeklinde başlayan reklam jeneriği girer ve ev küfürle yankılanır, ya da sahne direk 2 karakterin gömlek düğmelerini iliklediği ana geçer. Bu kesmeler sebebiyle 80-90 dakikalık filmlerin Olacak O Kadar skeçlerine döndüğü görülmüştür.
2-Paravanımızı Açıyoruz: Her erotik filmin değişmez klişelerinden birisi jenerik sırasında bir kadının yavaş yavaş soyunması olmadı kırmızı bir paravanın arkasında sadece silüeti görülecek şekilde dansetmesidir. Eğer soyunma varsa bu eldivenlerden başlar, giyinme varsa çoraptan. Jenerik kayarken genelde sansürlenecek bölgelere film kadrosunun isimleri denk getirilir. Eğer kırmızı paravanın arkasında dansetme ritüeli varsa arkada Keny G'nin saksafonu olmazsa olmazdır. Bazı filmlerde filmin geçtiği şehirlerin tarihi görüntüleri de gösterilir ama ben bunun arkasındaki mantığı anlamış değilim. Film Topkapı'da geçse önce surları sonra da Topkapı Sur sinemasını gösterirsin anladık o sinemanın bu sektöre katkıları unutulmazdır ama Vahşi Dürtüler filminden önce Eiffel Kulesi'ni niye gösteriyorsun onu anlamadım. Biz ergenlere "ooo genç kuleyi dikmişsin" mesajı mı verilmeye çalışılıyor anlamadım.
3-Freedom: Gözlüklü karakter dünya sineması için her dalda emek vermiş bir karakterdir. Şişmansa korku filminde kurban olur, uzun ince ise bilimkurgu filminde bilim adamı olur, kısaysa romantik komedide esas oğlanın Allahü Teala tarafından baştan yamuk yaratılmış arkadaşı olur. Bir erotik filmde gözlüklünün görevi ise film boyunca suskun genci oynayıp film sonunda gözlüğü çıkararak ortamın en taş hatununu götürmek ardından omzuna kazağını atıp saçlarına jöle vurarak ortamdan uzaklaşmaktır. Bu genelde yaz kampı, oto yıkama servisi, okul seyahati gibi filmlerde görülür. Bunun karşı cinsteki temsilcisi de elbette gözlüklü kızdır. Bu kız film boyunca bir grup kokona tarafından aşağılandıktan sonra filmin sonunda gözlüğü çıkarır, saçını açar ve evet artık Küskülerin Efendisi olmuştur.
4-Baskın vaaaaar: Bu aslında erotik film klişesi değil erotik film izleyen genç klişesi. Her gencin başından böyle bir hikaye geçmiştir. Bizdeki baskıcı toplum yapısı ile bizim başımıza daha çok geldi elbet. Hadise şöyle gelişir. Ev halkı yatmaya gönderilir ve eve sessizlik bürünene kadar geri sayım başlar. Ardından gerekli ortam sağlanır ve film izlemeye başlanır ancak aynı anda ani bir baskına karşı elde kumanda hazır kıta beklenir. Nedense filmin en can alıcı yerinde genç kendisini salmışken genelde baba olmak üzere aile erkanından birisi içeri dalar, o an toparlanıp kanal değiştirilmeye çalışılır ama nafile, kader ağlarını o an örmüştür çoktan. Kumanda elden düşürülür, kanal değiştirme tuşu çalışmaz, kanal değiştirme yerine hemen yanındaki ses açma tuşuna basılarak ev şehvet çığlıklarıyla doldurulur, kumandanın pili biter vs. vs...Bunun en talihsiz olanı ise değiştirilen kanalda da o an bir erotik film oynuyor olması ve artık köteğin kaçınılmaz olduğudur...O an çevirdiğiniz kanal Samanyolu TV olsa bile siz Tek Türkiye dizisinin tekrarını beklerken karşınıza Tinto Brass filmi çıkabilir. Beni yakan ATV'ydi o ayrı.
5-Cine 5: Türkiye'de erotizm dozunu artıran ilk kanal Cine 5'ti. Elbette bunun bir bedeli de vardı. Maddi bedelin yanında gelen göz problemleri. İddia ediyorum 80'lerin başı ve ortasında doğmuş gençlerden gözlük takanların yarısının şikayeti Cine 5'in şifreye girmeden önceki 5 dakikasına kendini kaptırıp şifre girdikten sonra dahi filmi izlemeye devam etmeleri sonucu başgöstermiştir. Bunların içerisinde "son 5 dakikada da açıyorlar sabrın sonu selamettir" diye tüm filmi o şekilde izleyenler de mevcuttu. Bildiğiniz gibi Cine 5 aynı zamanda vizyondan yeni kaldırılmış filmleri de veren enfes bir kanaldı ama tabii mahallede kimsenin taktığı yoktu. "Beyler babam Cine 5 aldı bize", "oooo Duru 3'lü sabundan da aldı mı eheheheh?"...Lan ne iğrenç veletlermişiz...
6-Devlerin Aşkı: Hollywood vefasız sektör. Bugün zirveye oynayan aktör ertesi gün Michael Dudikoff'un yancısı olabiliyor. Tarih boyunca da bazı aktör ve aktrislerin erotik filmlere düştüğü veya konuk oyuncu olduğu görülmüştür. Patrick Swayze'yi şöhret kendisinden geçtikten sonra böyle bir iflmde görmüştüm. Bu durumun yarattığı kötü bir etki vardır.Ailemizin sanatçısı olan bu abi ve ablaları, makarasına günah bulanmış filmlerde gördüğümüzde içimiz bir hüzün kaplar, "vay be koskoca Patrick nerelere düşmüş, sana bu yapılacak iş miydi?" diye bir toplum sorgulamasına girişilir. Sonunda da ne tat kalır ne heyecan. O nice hayallerle süslenmiş cumartesi gecesi İşte Hayatınız programına döner. Bu çarkın terse işlediği ve erotik filmlerde oynayan oyuncuların "konulu filmlere" geçtiği de olmuştur. Zaten Hollywood'un yarısının bu tür filmlerden geçtiği iddia edilir. Meltem Cumbul'un ünlü olmadan önce çevirdiği film için tıklayın.
7-Banyo: Dünya üzerinde banyo sahnesi olmayan erotik film çekmiş yönetmen varsa gelsin kamerasından öpücem eline bulaşmaya niyetim yok. Bir kere banyo soyunularak girilen bir yer olduğundan herhangi bir senaryoya gerek yoktur, banyo yapılıyordur işte insanlık hali. Genelde bu sahnelerde Kenny G abimiz yine sahneye çıkar. Yerine göre ablamız yerine göre 2 kişilik ekip o banyoda o sıcak sudan kimsenin almadığı elektriği alır, herhangi bir yere yetişme, şofbenin atması, su parası gibi bir kaygıları yoktur, varsın sıcak su vücuda değsindir. Bu tür sahnelerin değişmez finali kapıya dedektifin gelmesi ve akabinde dedektifin bornozlu ablamıza hallenmesiyle son bulur, ya da eve gelen iktidarsız eş ulan bari bize de ekmek çıksın diye kapı aralığından kendi karısını dikizler.
8-Burma bıyık&Çorap: 80'lerde bu bir moda mıydı bilmiyorum ama nedense İtalyanlar bu ekolün önde gelenleridir. Anlayamadığım şekilde bu tür filmlere takım elbise giymiş bıyıklı adamları almaya bayılırlar. O yetmezmiş gibi herhangi bir sevişme sahnesinde asla çoraplar çıkarılmaz. Hadi tamam madem çıkarmayacaksınız o zaman Parizyen'den Müjde'den bir şeyler giyin, yok illa Öztaş Çorap'ın ürettiği yünlü çoraplardan hallice girili lacivertli şeyler giyecekler. Yahu kardeşim bizim de bir estetik anlayışımız var hadi kaytan bıyığı kabul ettik, o çorap nedir? Sanki Göz Zevki filmini çekmiyor da Po Ovası'ndan patlıcan toplamaya gidiyor, kafaya da köylü dedelerin giydiği kepi geçireydiniz bari. Neyse ki İtalyanlar bu tarzda çok fazla ısrar etmedi, ya da etmemiştir herhalde bayılmışım hatırlamıyorum
9-Du Bist Mein Lokomotiv Andreas: Baştan beri anlatıyoruz ya, girişte kesilen Show TV filmleri, ilk ve son 5 dakikasına talim edilen Cine 5 filmleri falan filan. Eldeki malzeme buydu. Ama Cine 5'in henüz uğramadığı yıllarda asıl farkı yaratan evinde çanak anten olmasından dolayı Alman kanallarını izleme şanına şerefine erişen şanslı eşşoğlueşşeklerdi. Zira o yıllarda Pro 7 ve daha da önemlisi Sat 1 bir ekol yaratmıştı. Çatı antenli bir evde yaşayacak bir çocuk için haftalık TV rehberinin en el yakan sayfaları Tutti Furitti'nin programda olduğu sayfalar iken, çanak antenin dayanılmaz hafifliğini tatmış (hoş hafif mafif deil hayvan gibi ağırdı) gençler için Alman ekolünün oturmuşluğu her hallerinden belli olurdu. Pazar günü saat 9'daki sabah maçına yüzünde gülümsemeyle geldiğinde bile belli olurdu bu hava, işte o "siz kumanda elde Venüs Deltası'nı beklerken ben dün Geiler Fick Nach Feierabend'le dördüncü turu atıyordum oğlum" havasıdır.
10-Hayatın İçinden: Erotik filmlerin bir üst kademe filmlere göre bir dezavantajı vardır. Bir pornoda konuya ihtiyaç yoktur zira alıcısının beklentisi bellidir, oynayanların sunacağı bellidir, yönetmenin gayesi bellidir. "Motor" dendikten sonra artık kamera önünde ne olmuş ne bitmiş herhangi bir senaryoya bağlı değildir. Ama erotik film öyle mi? Bir kere yönetmene "bak her sahne en fazla 5 dakika olacak" demişler. Adam filme 5 hadi bilemedin 6 tane sahne koydu diyelim. Etti yarım saat. Ne yapacak eldeki o geri kalan 1 saatle. Elbette bir şey anlatacak. Bu yüzden türün bazı filmlerinde polisiye, bilimkurgu, macera ve hatta mafya temalarına geçiş görülür. İşin içine cinayet karıştırılır, sorunlu evliliklere değinilir bazen kafayı sıyırıp İnkaların döneminden kalma altın bileziğin peşine düşüldüğü de görülmüştür. Ama bu denemelerin sonu genelde şöyle olur. Yönetmen gaza gelip bir senaryo yazar ama kapasitesi belli olduğu için sonunu bağlayamaz. Bu sebeple macera peşinde koşan arkeolog, astronot, kiralık katil, dedektif, overlokçu, sütçü kim varsa ebereey yetti gari deyip filmin esas kızıyla aksiyona girer. Bilezikmiş, uzaymış, katilmiş bir anda unutulur film kendini bulur, bu yüzden bu tür denemelere girmeye hiç gerek yoktur.
bu yazı Hollanda'nın gururlarından, şu aralar gırtlak kanseriyle boğuşan hemşerimiz Sylvia Kristel'e adanmıştır.
Top 10 Hollywood Polisiye Klişesi
Top 10 Romantik Komedi Klişesi
Top 10 Korku Filmi Klişesi
Top 10 Felaket Filmi klişesi
Top 10 Dövüş Filmi Klişesi
Top 10 Canavar Filmi Klişesi
Top 10 Savaş Filmi Klişesi
1-Etek boyu diz altı: Gece 2, gözler kan çanağı bir mahrem bölge görmek için o ana kadar beklenmiş, filmin başlangıcı sonrası Show TV'nin ekranın sağ altına (sol alt da olabilir) koyduğu kırmızı nokta ile evde bir bayram havası esmiş (ama sessiz esmiş tabii yoksa basılma ihtimali var bkz. 4.madde) gerekli motivasyon sağlanmış. TV'deki 2 karakter kendi aralarında yakınlaşmaya başlar. Bu yakınlaşma yerini somut bir hareketlenmeye bırakır. O andan sonra yoğun bir baskı altına girilir, zira izlenen şeyle ilgilenme bırakılmış Show TV'nin sahneyi hangi anda keseceği beklenmeye başlanmıştır. Elbiseler sıyrılır, olur ya birkaç uzuv görünürse bir anda "ulan bu sefer oluyor galiba" şeklinde bir şaşkınlık yaşanır, tam sıcak dakikalar ekranı alev alev yakacakken 2 şey olur. Ya Show TV'nin "dıbdıbıdıpdıpdıbıdıpdıp" şeklinde başlayan reklam jeneriği girer ve ev küfürle yankılanır, ya da sahne direk 2 karakterin gömlek düğmelerini iliklediği ana geçer. Bu kesmeler sebebiyle 80-90 dakikalık filmlerin Olacak O Kadar skeçlerine döndüğü görülmüştür.
2-Paravanımızı Açıyoruz: Her erotik filmin değişmez klişelerinden birisi jenerik sırasında bir kadının yavaş yavaş soyunması olmadı kırmızı bir paravanın arkasında sadece silüeti görülecek şekilde dansetmesidir. Eğer soyunma varsa bu eldivenlerden başlar, giyinme varsa çoraptan. Jenerik kayarken genelde sansürlenecek bölgelere film kadrosunun isimleri denk getirilir. Eğer kırmızı paravanın arkasında dansetme ritüeli varsa arkada Keny G'nin saksafonu olmazsa olmazdır. Bazı filmlerde filmin geçtiği şehirlerin tarihi görüntüleri de gösterilir ama ben bunun arkasındaki mantığı anlamış değilim. Film Topkapı'da geçse önce surları sonra da Topkapı Sur sinemasını gösterirsin anladık o sinemanın bu sektöre katkıları unutulmazdır ama Vahşi Dürtüler filminden önce Eiffel Kulesi'ni niye gösteriyorsun onu anlamadım. Biz ergenlere "ooo genç kuleyi dikmişsin" mesajı mı verilmeye çalışılıyor anlamadım.
3-Freedom: Gözlüklü karakter dünya sineması için her dalda emek vermiş bir karakterdir. Şişmansa korku filminde kurban olur, uzun ince ise bilimkurgu filminde bilim adamı olur, kısaysa romantik komedide esas oğlanın Allahü Teala tarafından baştan yamuk yaratılmış arkadaşı olur. Bir erotik filmde gözlüklünün görevi ise film boyunca suskun genci oynayıp film sonunda gözlüğü çıkararak ortamın en taş hatununu götürmek ardından omzuna kazağını atıp saçlarına jöle vurarak ortamdan uzaklaşmaktır. Bu genelde yaz kampı, oto yıkama servisi, okul seyahati gibi filmlerde görülür. Bunun karşı cinsteki temsilcisi de elbette gözlüklü kızdır. Bu kız film boyunca bir grup kokona tarafından aşağılandıktan sonra filmin sonunda gözlüğü çıkarır, saçını açar ve evet artık Küskülerin Efendisi olmuştur.
4-Baskın vaaaaar: Bu aslında erotik film klişesi değil erotik film izleyen genç klişesi. Her gencin başından böyle bir hikaye geçmiştir. Bizdeki baskıcı toplum yapısı ile bizim başımıza daha çok geldi elbet. Hadise şöyle gelişir. Ev halkı yatmaya gönderilir ve eve sessizlik bürünene kadar geri sayım başlar. Ardından gerekli ortam sağlanır ve film izlemeye başlanır ancak aynı anda ani bir baskına karşı elde kumanda hazır kıta beklenir. Nedense filmin en can alıcı yerinde genç kendisini salmışken genelde baba olmak üzere aile erkanından birisi içeri dalar, o an toparlanıp kanal değiştirilmeye çalışılır ama nafile, kader ağlarını o an örmüştür çoktan. Kumanda elden düşürülür, kanal değiştirme tuşu çalışmaz, kanal değiştirme yerine hemen yanındaki ses açma tuşuna basılarak ev şehvet çığlıklarıyla doldurulur, kumandanın pili biter vs. vs...Bunun en talihsiz olanı ise değiştirilen kanalda da o an bir erotik film oynuyor olması ve artık köteğin kaçınılmaz olduğudur...O an çevirdiğiniz kanal Samanyolu TV olsa bile siz Tek Türkiye dizisinin tekrarını beklerken karşınıza Tinto Brass filmi çıkabilir. Beni yakan ATV'ydi o ayrı.
5-Cine 5: Türkiye'de erotizm dozunu artıran ilk kanal Cine 5'ti. Elbette bunun bir bedeli de vardı. Maddi bedelin yanında gelen göz problemleri. İddia ediyorum 80'lerin başı ve ortasında doğmuş gençlerden gözlük takanların yarısının şikayeti Cine 5'in şifreye girmeden önceki 5 dakikasına kendini kaptırıp şifre girdikten sonra dahi filmi izlemeye devam etmeleri sonucu başgöstermiştir. Bunların içerisinde "son 5 dakikada da açıyorlar sabrın sonu selamettir" diye tüm filmi o şekilde izleyenler de mevcuttu. Bildiğiniz gibi Cine 5 aynı zamanda vizyondan yeni kaldırılmış filmleri de veren enfes bir kanaldı ama tabii mahallede kimsenin taktığı yoktu. "Beyler babam Cine 5 aldı bize", "oooo Duru 3'lü sabundan da aldı mı eheheheh?"...Lan ne iğrenç veletlermişiz...
6-Devlerin Aşkı: Hollywood vefasız sektör. Bugün zirveye oynayan aktör ertesi gün Michael Dudikoff'un yancısı olabiliyor. Tarih boyunca da bazı aktör ve aktrislerin erotik filmlere düştüğü veya konuk oyuncu olduğu görülmüştür. Patrick Swayze'yi şöhret kendisinden geçtikten sonra böyle bir iflmde görmüştüm. Bu durumun yarattığı kötü bir etki vardır.Ailemizin sanatçısı olan bu abi ve ablaları, makarasına günah bulanmış filmlerde gördüğümüzde içimiz bir hüzün kaplar, "vay be koskoca Patrick nerelere düşmüş, sana bu yapılacak iş miydi?" diye bir toplum sorgulamasına girişilir. Sonunda da ne tat kalır ne heyecan. O nice hayallerle süslenmiş cumartesi gecesi İşte Hayatınız programına döner. Bu çarkın terse işlediği ve erotik filmlerde oynayan oyuncuların "konulu filmlere" geçtiği de olmuştur. Zaten Hollywood'un yarısının bu tür filmlerden geçtiği iddia edilir. Meltem Cumbul'un ünlü olmadan önce çevirdiği film için tıklayın.
7-Banyo: Dünya üzerinde banyo sahnesi olmayan erotik film çekmiş yönetmen varsa gelsin kamerasından öpücem eline bulaşmaya niyetim yok. Bir kere banyo soyunularak girilen bir yer olduğundan herhangi bir senaryoya gerek yoktur, banyo yapılıyordur işte insanlık hali. Genelde bu sahnelerde Kenny G abimiz yine sahneye çıkar. Yerine göre ablamız yerine göre 2 kişilik ekip o banyoda o sıcak sudan kimsenin almadığı elektriği alır, herhangi bir yere yetişme, şofbenin atması, su parası gibi bir kaygıları yoktur, varsın sıcak su vücuda değsindir. Bu tür sahnelerin değişmez finali kapıya dedektifin gelmesi ve akabinde dedektifin bornozlu ablamıza hallenmesiyle son bulur, ya da eve gelen iktidarsız eş ulan bari bize de ekmek çıksın diye kapı aralığından kendi karısını dikizler.
8-Burma bıyık&Çorap: 80'lerde bu bir moda mıydı bilmiyorum ama nedense İtalyanlar bu ekolün önde gelenleridir. Anlayamadığım şekilde bu tür filmlere takım elbise giymiş bıyıklı adamları almaya bayılırlar. O yetmezmiş gibi herhangi bir sevişme sahnesinde asla çoraplar çıkarılmaz. Hadi tamam madem çıkarmayacaksınız o zaman Parizyen'den Müjde'den bir şeyler giyin, yok illa Öztaş Çorap'ın ürettiği yünlü çoraplardan hallice girili lacivertli şeyler giyecekler. Yahu kardeşim bizim de bir estetik anlayışımız var hadi kaytan bıyığı kabul ettik, o çorap nedir? Sanki Göz Zevki filmini çekmiyor da Po Ovası'ndan patlıcan toplamaya gidiyor, kafaya da köylü dedelerin giydiği kepi geçireydiniz bari. Neyse ki İtalyanlar bu tarzda çok fazla ısrar etmedi, ya da etmemiştir herhalde bayılmışım hatırlamıyorum
9-Du Bist Mein Lokomotiv Andreas: Baştan beri anlatıyoruz ya, girişte kesilen Show TV filmleri, ilk ve son 5 dakikasına talim edilen Cine 5 filmleri falan filan. Eldeki malzeme buydu. Ama Cine 5'in henüz uğramadığı yıllarda asıl farkı yaratan evinde çanak anten olmasından dolayı Alman kanallarını izleme şanına şerefine erişen şanslı eşşoğlueşşeklerdi. Zira o yıllarda Pro 7 ve daha da önemlisi Sat 1 bir ekol yaratmıştı. Çatı antenli bir evde yaşayacak bir çocuk için haftalık TV rehberinin en el yakan sayfaları Tutti Furitti'nin programda olduğu sayfalar iken, çanak antenin dayanılmaz hafifliğini tatmış (hoş hafif mafif deil hayvan gibi ağırdı) gençler için Alman ekolünün oturmuşluğu her hallerinden belli olurdu. Pazar günü saat 9'daki sabah maçına yüzünde gülümsemeyle geldiğinde bile belli olurdu bu hava, işte o "siz kumanda elde Venüs Deltası'nı beklerken ben dün Geiler Fick Nach Feierabend'le dördüncü turu atıyordum oğlum" havasıdır.
10-Hayatın İçinden: Erotik filmlerin bir üst kademe filmlere göre bir dezavantajı vardır. Bir pornoda konuya ihtiyaç yoktur zira alıcısının beklentisi bellidir, oynayanların sunacağı bellidir, yönetmenin gayesi bellidir. "Motor" dendikten sonra artık kamera önünde ne olmuş ne bitmiş herhangi bir senaryoya bağlı değildir. Ama erotik film öyle mi? Bir kere yönetmene "bak her sahne en fazla 5 dakika olacak" demişler. Adam filme 5 hadi bilemedin 6 tane sahne koydu diyelim. Etti yarım saat. Ne yapacak eldeki o geri kalan 1 saatle. Elbette bir şey anlatacak. Bu yüzden türün bazı filmlerinde polisiye, bilimkurgu, macera ve hatta mafya temalarına geçiş görülür. İşin içine cinayet karıştırılır, sorunlu evliliklere değinilir bazen kafayı sıyırıp İnkaların döneminden kalma altın bileziğin peşine düşüldüğü de görülmüştür. Ama bu denemelerin sonu genelde şöyle olur. Yönetmen gaza gelip bir senaryo yazar ama kapasitesi belli olduğu için sonunu bağlayamaz. Bu sebeple macera peşinde koşan arkeolog, astronot, kiralık katil, dedektif, overlokçu, sütçü kim varsa ebereey yetti gari deyip filmin esas kızıyla aksiyona girer. Bilezikmiş, uzaymış, katilmiş bir anda unutulur film kendini bulur, bu yüzden bu tür denemelere girmeye hiç gerek yoktur.
bu yazı Hollanda'nın gururlarından, şu aralar gırtlak kanseriyle boğuşan hemşerimiz Sylvia Kristel'e adanmıştır.
Top 10 Hollywood Polisiye Klişesi
Top 10 Romantik Komedi Klişesi
Top 10 Korku Filmi Klişesi
Top 10 Felaket Filmi klişesi
Top 10 Dövüş Filmi Klişesi
Top 10 Canavar Filmi Klişesi
Top 10 Savaş Filmi Klişesi
7 yorum:
5 nolu klişeye yorum yapmak istiyorum...
Halı saha maçı sonrası tanımadık bir öğrenci evine davet sonucu evde karşılaşılan manzara..
Televizyonda şifreli Cine 5'in karşısına oturmuş gence sorulur..
-Napıyon aga?..
-Filme bakıyom...
Alınan cevap karşısında birbirine bakan 3-4 çift göz sahibi hafiften gülümser..
30 saniye geçtikten sonra şifreli ekrana bakan gencin tepkisi haneyi kahkahalara gark eder...
-Yaa ben bunu izledim ya...
5 nolu klişe için üretilen efsaneler de vardı tabii. olum selpak ile bakarsan şifre kırılıyormuş. uzaktan izleyin olum daha çok anlaşılıyor. gibi gibi gibi. ama o emmanuelle bitmeyecekti :) krista allen'ın oynadığı tabii
karşı bloklarda porno yayını varmış oğlum efsanesi üzerine küçük tv'yi merdivenin en üstüne çıkardıktan sonra antenini camdan dışarı bloklara doğru uzatıp bir umut saatlerce bekleyerek tek başıma bir madde oluşturdum lan ben!
bir parmağını kumanda da belgesel kanalında bırakmayan annenin 5 parmağını yer (türk erotik atasözü)
görüntüsü karlanan cine 5'i izlemek mesele değil, ben sesi gittikten sonra bile çözüyordum o filmleri. yıllar sonra şok çağırdı programa onur konuğu olarak ama yüz vermedim!
ben emanuelle filmini sesi kapalı izlediğim için filmin müziğini hiç dinlememiştim. yıllar sonra bir arkadaşım bak sana ne dinleteceğim dediğinde yüzüne aval aval bakmıştım. demek filmi sesi açık izleyebilenler de vardı.
3 film arka arkaya porno film yayınlayan sinemeları da yazabilirsiniz aslında.ara verilince çıkmamak için gazete okumak,yüzü gizlemek için gazete kullanmak,çekirdek sudan çok selpak satan adamalar.. hayata dair çoğu şeyi oralarda öğrendik biz
Yorum Gönder