9 Aralık 2008 Salı

FUTBOL EKONOMİSİ ÜZERİNE SON GELİŞMELER

















Ekim ayı içinde İngiltere Futbol Birliği'nin başkanı Lord Triesman ve Premier Lig oluşumunun CEO'su Richard Scudamore Premier Lig'in dünya üzerinde en fazla para basan lig olması ve masanın üstünde oldukça yüksek rakamların dönmesinin ardında yatan gerçekleri ve potansiyel tehlikeleri dile getirdiler. Bu gelişmelerle ilgili biz de blogda her 2 ayda bir benzer yazılara yer veriyoruz. Daha önce bilet fiyatlarının giderek artmasını, kulüplerin kötü durumdaki muhasebelerini, bahis gelirlerini incelemiştik. Dünya futbolunun merkezinde oturan İngiliz futbolu ve futbol ekonomisi gelecek için tehlike sinyalleri veriyor sürekli.

Bir kaç rakamla başlayalım. Premier Lig'in 20 kulübünün toplam borcu 3 milyar pound. Oyuncu ücretlerinin toplam giderlerdeki rolü % 63. Bu üst düzey kulüplerde daha da fazla. Üstelik geçen seneye oranla % 13'lük bir artış var. Geçtiğimiz seneden bu yana 20 Premier Lig ekibinin sadece 8 tanesi kâr ettiklerini açıkladılar. Üstelik tüm dünyayı etkileyen mevcut ekonomik kriz, kulüplerin aldığı kredilerin tekrar gözden geçirilmesine yol açtı ve düşük faizli uzun dönem kredilerin bulunmasını oldukça zorlaştırdı. Ocak ayı transfer döneminin rakamlarının 3 yıl önceki Abramovich etkisi öncesi rakamlarına dönmesi bekleniyor. Real Madrid'in Huntelaar transferinin mevcut transfer çılgınlığı döneminden sonra Hollandalı oyuncular çapında ancak tarihin dördüncü pahalı transferi olması bunun bir göstergesi. Bundan birkaç ay önce M'boro Heerenveen'li Alves'e 18 milyon euro ödeyebilmişti. Şimdi ise Real Ajax'lı Huntelaar'a sadece 20 milyon peşin ödeyebildi.


















Liverpool bu konuda önemli bir örnek. Hicks-Gillett ikilisinin takımı satın aldıktan sonra, Liverpool'ı Mc Donalds zincirinin yönetir gibi yönetmeleri kulübü tam bir ticarethaneye dönüştürdü. Yüksek meblağlı transferler, bir dolu yatırım, yepyeni bir stad projesi. Kriz herşeyi durdurdu. Stad inşası masada artık. Gelecek sene kulübün Royal Bank Of Scotland'daki kredilerini ödemede zorluklar yaşayacağı söyleniyor. WestHam'in sahibi Bjorgolfur Gudmundsson'un İzlanda'da büyük hissedarı olduğu Landsbanki'nin yediği darbe kulübe yansıdı. Portsmouth'un ahibi Alexandre Gaydamak kulübü satışa çıkardı bile. Zira kulübün gelirlerinin % 90'ı giderlere gidiyor.
























Manchester United. Sözlükte "endüstriyel futbol" kelimesini açın. Kulübün logosunu görürsünüz. O derece kavramla özdeşleşmişlerdir. Geçen sene elde ettikleri devasa gelirlerinin çoğu kulübün giderlerine gitti. Aldıkları 666 milyon pound kredinin önemli bir bölümünü yüksek faiz oranları ile geri ödediler (Avrupa için yüksek sayılabilecek bir oran olan % 14.25 ile). O büyük ticarethane 58 milyon pound zarar açıkladı. Glazer ailesinin iyi bir teklif halinde kulübü satacağı söyleniyor.



















Leeds United örneği Premier Lig kulüplerinin korkulu rüyası olarak önlerinde duruyor. Kulüp tarihinin en iyi dönemlerinden birisini, en iyi kadrolarından biriile yaşarken, sırtındaki 100 milyon poundluk borçtan kimse rahatsız değildi. Ama sadece 2 yıllık başarısızlık kulübü çökertti. Dünya tarinin en büyük gerilemelerinden birini yaşadılar. Toparlanmaları 4 yıl aldı ve ancak bu yıl içinde kâra geçtiklerini açıkladılar. Aynı tehlike Premier Lig kulüplerinin tümü için geçerli. Televizyon gelirlerine saldıran korsan yayıncılık anlayışı, oyuncularn kendi paylarını artırmak isteyen menajerler tarafından çok yüksek ücretler almaları ve kulüplerin sürekli müşterilerini emmek istemesi sonucu gelen stadyumdan kaçış o devasa gelirlerin göstermelik artışının, büyük gider artışlarını karşılayamamasını da getiriyor yavaş yavaş.

Alman futbol endüstrisi bu anlamda İngiliz futboluna örnek olabilir. Daha önce de bahsettiğimiz ve Alman kulüplerinin hisselerinin % 51 oranında yerli bir yatırımcıya ait olması zorunluluğu ve istikrar Deloitte firmasının raporuna göre Bundesliga kulüplerinin Avrupa'nın en az gidere sahip olan, ekonomik yönden en istikrarlı ve seyirci ortalamaları açısından da Avrupa'nın lideri konumuna gelmelerine yol açtı. Hem de bu ekonomik veriler Avrupa'nın büyük ligleri arasında en ucuz olan bilet fiyatları ile gerçekleşti. Schalke, Dortmund gibi kulüplerin sezonluk bilet fiyatları şaka gibi. Federasyon kulüplerin bütçelerini her an denetliyor ve kritik durumlarda kulübün lisansını iptal etme cezaları bile verilebiliyor. Aynı durum Hollanda'da da geçerli.

Hiç yorum yok: