Kuzey Afrika turunda üçüncü durak bu turun en küçük ülkesinde. Batısında Fas ve Cezayir doğusunda
Libya ve
Mısır ile Afrika kıtasının en uç noktasını oluşturan Tunus. Tunus kıtanın Akdeniz kıyısına sıkışmış olması sebebiyle ülkenin % 30'u Sahra Çölü'ne dahil topraklarla kaplı olmasına rağmen oran açısından en fazla verimin yaşandığı ülke. Eski bir Fransız sömürgesi olan ülkede 1950'li yıllarda 250.000 dolayında Avrupa'lı yaşarken şimdi bir çoğu 1956'daki bağımsızlıkla beraber ülkeyi terketmiş durumda. % 97'si Müslüman Berberi ve Arap topluluklarının bir karışımı olan nüfusun içinde 1.500 dolayında da yahudi bulunuyor. Ülkenin toplam nüfusu 10.4 milyon civarında, bu rakamın 4 milyonu başkent Tunus'un merkezi ve banliyölerinde konuşlanmış vaziyette. Türkiye'deki il yönetimlerine benzer 24 yönetim merkezi ve 264 kent yönetimi mevcut (bizdeki ilçe yönetimi diyebiliriz). Tarih boyunca sırasıyla Osmanlı, Fransı, İtalyan ve tekrar Fransız egemenliğinde olan Tunus'ta aynen Libya, Cezayir ve Fas gibi hem genel Akdeniz kültürünü hem de Fransız kültürünü bulmak mümkün. Bu kültür mozayiği ülkenin Ortadoğudaki gibi dışa kapalı bir karakterde olmasını engelliyor. Bu kültürün önemli bir ürünü var ki o da yedinci sanattan gelmiş.
Tunus'lu kadın yönetmen Moufida Tlatli'nın "The Silences Of The Palace" filmi dünya tarihinde Arap bir kadın yönetmen tarafından filme alınmış ilk film. Film Cannes film festivali başta olmak üzere, İstanbul da dahil bir çok festivalden ödüllerle döndü.
Ülkede her Ekim-Kasım ayında kutlanan ve 3 gün süren Sahra Festivali adında bir festival var. Tabi artık gelenek yaptığımız üzere damak tadına değinelim. Şimdi tüm Arap dünyasında ve Avrupa'da da bilinen ve orijinal adı "Cuisine" olan bir yemek var. Avrupa'da bu tatlı biçimde karşımıza çıkmasına rağmen Arap dünyasının mutfak geleneği gereği acılı ve tuzlu olarak yapılıyor. Bizdeki karşılığı için "kısır" diyebiliriz. Tunus kısırı bizim kısıra çok benziyor. Hem görünüş hem de malzeme olarak. Ayrıca ülkede Fas ile birlikte Kuzey Afrika'da çok fazla tüketilen kuskus ve kendilerine özgü genelde dana etinden yapılan bir çok yemek mevcut. Yine baklava ülkenin en gözde tatlılarından birisi.
Tunus'ta futbol 1 numaralı spor. Onu hentbol takip ediyor. Rugby ve bir hobi olarak da golfün de gelişen sporlar olduğunu söyleyebiliriz. Ama Afrika'nın tümünde geçerli olduğu gibi bu sporlar henüz futbolla rekabet edecek durumda değiller. Tunus Ligi ülke 1956'da bağımsızlığını kazandıktan sonra 53 yıldır düzenleniyor. Ligin 2 simge takımı var. 1919'da kurulan Espérance Sportive de Tunis ve 1920'de kurulmuş Club Africain. Bu 2 takım başkent Tunus derbisini oluşturuyorlar aynı zamanda. Yukarıda belirttiğimiz 53 şampiyonluğun 30'u bu 2 takım arasında paylaşılmış. Esperance 20 Club Africain 10 kez kupayı mutlu sona ulaşmış. Her iki takımın ayrıca birer kez kazandığı Afrika Şampiyon Kulüpler Kupası mevcut. İki takım da maçlarını El Menzah Stadyumu'nda oynuyorlar. Taraftar grupları
Ultras Taraji ve
Virage 12 arasında da büyük bir rekabet var. Bu ikiliyi 8 şampiyonlukla Étoile Sportive du Sahel izliyor ama onları diğerlendiren ayıran 2007 yılında Afrika Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanmaları.
Bu 3 takım bu sene de ligin zirvesinde sıralanıyorlar. Bitimine 2 maç kalan ligde Esperance 54 puanla lider, Club Africain 53 puanla ikinci, Sahel 50 puanla üçüncü. Club Africain'in kadrosunda bir süre Sivasspor'da da forma giyen Karim Saidi bulunuyor. Bu arada Antalyaspor forması giyen Ali Zitouni de 2000-01 sezonunda 19 golle Tunus Ligi'nde Esperance formasıyla gol krallığı yaşamış bir isim. Tunus milli takımının başında eski Portekiz, Fas, Güney Kore hocası Portekiz'li Humberto Coelho bulunuyor. Takım 2010 Dünya Kupası Afrika elemelerinde final grubunda Nijerya, Mozambik ve Kenya'nın önünde lider durumda ancak henüz grupta ilk maçlar oynandı.
8 yorum:
esperance' nin tribün resimlerine yakından baktığımızda çok sayıda galatasaray bayrağına rastlamak mümkün.
@yurdum insani
super sallamissin, sivassporlu olsaymissin, club afrikan tribunlerinden sivas bayraklari gordugunu soylecekmissin :)
ayrica bu bahsedilen kuskuslarin super ince olanlari var, deniz kumu kivaminda.. nasil yenildigin hala ogrenemedim.
Bu iki takim arasindaki rekabet FB-GS rekabetine cok benziyor. Birbirlerinden oyle cok nefret ediyolarki! ayni ofiste veya ayni evin icinde iki takimda olabiliyor. Bu acidan benzerlik tasiyor.
F.K.
bu kısır da sağ kenarından kaşıklanmış, bak tunus munus yemeyin bizi, koymuş bu tunchay dünya haritasından büyük tepsiyi önüne, aha bunlar mısır aha bunlar libya, aha bunlar tunus dememiş yağmalamış, hadi kısırı yedin tunchay bizi yeme bari!
o degil de oglen yine kaymaklı kadayıf yedim varol, tadı hala damagimda. agzimda başlayan karnaval midemde tüm coskuyla sürüyor. kısırı tahayyül edemiyorum su anki halim itibariyle.
harbiden iyi sallamış eee yurdum insanı sonuçta :))
göz-göz o göz-göz...
bu arada konuyla alakasız bölümümle alakalı biraz ama ; tunus'un akdeniz kıyısında Sidi Bou Said diye turistik bi şehir var.gitmedim ama sadece fotoğraflara bakarak bile hayran kaldığımı söyleyebilirim.ayrıca tunus tatil olanakları bakımından akdeniz çanağındaki en ucuz ülkedir,vize sorunu da yok.şöyle tatil yapmak istiyorum farklı yerler görmek istiyorum ama fazla da açılmak istemiyorum diyenlere duyurulur !!
Fırat düzeltmek gibi olmasın ama o yemeği Kuveytde iken yeme fırsatı bulmuştum. Kısaca şöyle anlatayım; Patates, dana eti, baharat ve bulgur fırına atılıyor. bulgur, et ve patatesin ortaya çıkardığı suda pişiyor. Bize de yemek düşüyor.
ayrıca: http://www.culturetribunes.fr/2006/09/15/made-in-tunisie/
yurdum insanı fena kapak yapmış, ah bizim elimize geçmedi ki öyle kapak, gene terbiyeli çocukmuş cevap vermemiş valla...
böyle insanları bilim dünyasına hizmet ederken görmek isteriz ama lütfen tübitak bilim yarışmasına ampulu buldum lan ben diye gelen gerizekalı veletler gibi olmasın:)
Yorum Gönder